Ege’nin 21 ayı doldu. Sanki gelişim hızı, ilk aylarındaki kadar büyük değil. Sanırım bütün bebeklerde böyledir. Mesela hiç kilo almamış. Boyunu ölçmedim açıkçası ama belki yedikleri boyuna gitmiştir. Neredeyse 3 aydır aynı kiloda. Olsun, kilo almasına takılmıyorum, çünkü maşallah alması gereken gıdaları öyle böyle bir şekilde alıyor. Et grubu, süt grubu, tahıllar ve sebze meyveler.
Yalnız hala parçalı yemeye başlamadık. Yani şöyle söyleyim, aslında başladı ama çok çok az. Çok sevdiği şeyleri kendi isteğiyle o şekilde yiyor. Kalanını (yani şu sebze yemeklerini falan) ben yine ezerek veya blender yaparak yediriyorum. Amaan, artık çok da umursamıyorum. Elbet bir gün yiyecek, ne yapayım, kendimi strese soksam da yemiyor. Kaç kere yumuşak girişimlerde bulundum, hepsinde de inatla kustu. O kadar kustu ki, boğazı acıdı kusmaktan ve ağlamaktan. Zorlamamaya karar verdim ben de. Ne yapayım, kendi belirlesin onun zamanını da.
İnternetten şarkı dinlettiğimizi yazmıştım daha önce. Babasıyla çoğunlukla İngilizce şarkılar dinliyorlar. Bakıcısıyla da genelde Türkçe çocuk şarkıları söylüyorlar. Ve de Ege’de epeydir farkettiğim bir şey, Türkçe ve İngilizce’yi çok rahat ayırt edebiliyor. 2 dilli yetişen çocuklarda bu çok normal bir durum elbette ama Ege’nin bunu farketmesi ve bazen ısrarla bize onun istediği dilde şarkılar söyletmesi çok hoşuma gidiyor. En azından kulak dolgunluğu oluyor.
İnternetten şarkı dinlettiğimizi yazmıştım daha önce. Babasıyla çoğunlukla İngilizce şarkılar dinliyorlar. Bakıcısıyla da genelde Türkçe çocuk şarkıları söylüyorlar. Ve de Ege’de epeydir farkettiğim bir şey, Türkçe ve İngilizce’yi çok rahat ayırt edebiliyor. 2 dilli yetişen çocuklarda bu çok normal bir durum elbette ama Ege’nin bunu farketmesi ve bazen ısrarla bize onun istediği dilde şarkılar söyletmesi çok hoşuma gidiyor. En azından kulak dolgunluğu oluyor.
Dil gelişimi konusu biraz karışık. Aylar aylar önce çok güzel, tane tane ve anlaşılır bir şekilde söyleyebildiği kelimeleri, üzerinden zaman geçtikçe kendine özgü bir dile dönüştürüyor Ege. Tembellik mi dönüştürme mi nedir bilmiyorum. Mesela çok güzel şişe diyebiliyorken şimdi sadece haaa diyor. Önce (şişheeaa diyordu) “şeaaa” ya dönüştü şişe, şimdi ise ş demek bile zoruna gidiyor beyefendinin sadece “haa” diyor. Ya da dedelerine pek güzel dede derken şimdi onu dönüştürdü “cici”ye. Yolda gördüğü sakallı veya yaşlı adamlara da cici diye bağırıyor arkalarından.
Bana da pek güzel anne derdi ilk aylarından beri. 6 aylıkken bile anniii diyebiliyordu, şimdi nene diyor sıpacık! Nene daha kolay geliyor galiba. Bir tek değiştirmediği kelime baba. Gerçi ona da bazen bubbaaa diyor bizim küçük kıro :)
‘Lamba’ya ambaa, ‘havlu’ya avvuuu, trene caş (!) diyor. Ne alaka derseniz şöyle, trene çuf çuf dedik, önceleri çok güzel cuff diyordu şimdi onu da caş’a dönüştürdü :) Çiftçi’ye çiiiçi derken, şimdi o da çaçii hatta bazen daçiii oldu! Komik çocuk. Ali Baba’nın çiftliği şarkısını söylememi istediğinde daaaçiiii diye bağırıyor.
Yalnız şöyle de komik bişey var, neredeyse 1 senedir gördüğü her erkeğe baba diyordu. Şimdi de gördüğü her kadına nennee demeye başladı. Bakıcısının kocası var, ara sıra Ege’yi sevmeye geliyor, birlikte oynuyorlar. Adı Yalçın, kel ve top sakallı biri. Ege ona da daaaçiii diyor Yalçın manasında :) Fakat gördüğü her kel ve sakallıya da daaaçiii diyor, oğlum her kel sakallı Yalçın değil diyoruz ama nafile!
Bana da pek güzel anne derdi ilk aylarından beri. 6 aylıkken bile anniii diyebiliyordu, şimdi nene diyor sıpacık! Nene daha kolay geliyor galiba. Bir tek değiştirmediği kelime baba. Gerçi ona da bazen bubbaaa diyor bizim küçük kıro :)
‘Lamba’ya ambaa, ‘havlu’ya avvuuu, trene caş (!) diyor. Ne alaka derseniz şöyle, trene çuf çuf dedik, önceleri çok güzel cuff diyordu şimdi onu da caş’a dönüştürdü :) Çiftçi’ye çiiiçi derken, şimdi o da çaçii hatta bazen daçiii oldu! Komik çocuk. Ali Baba’nın çiftliği şarkısını söylememi istediğinde daaaçiiii diye bağırıyor.
Yalnız şöyle de komik bişey var, neredeyse 1 senedir gördüğü her erkeğe baba diyordu. Şimdi de gördüğü her kadına nennee demeye başladı. Bakıcısının kocası var, ara sıra Ege’yi sevmeye geliyor, birlikte oynuyorlar. Adı Yalçın, kel ve top sakallı biri. Ege ona da daaaçiii diyor Yalçın manasında :) Fakat gördüğü her kel ve sakallıya da daaaçiii diyor, oğlum her kel sakallı Yalçın değil diyoruz ama nafile!
İşte böyle. 21 ayı da böylece devirdik. 2 yaşa geri sayım başladı, son 3 ay!
oyyyy maşallah ege kuzuma, 2. yaşına çoook az kalmış, yaşasın :)
YanıtlaSilöperim tatlı saçlarından
Evet teyzesi, bak göz açıp kapayıncaya kadar 2 oldu oğluşum!
SilMaaşallah :) konuşma konusu öyle eğlenceli ki ..yarım konuşmalar, komiklikleri... en sevdiğim şey çocuklarda bu dönem..
YanıtlaSilhttp://loveandsmile.wordpress.com/
Ya sorma Aslı, çok gülüyoruz biz de. O kadar tatlı bir şekilde parmaklarını çıkarıp cüuu diyor ki! :) Hayır yani, üç niye cü oldu onu da anlamadım ki!
Sil