2015 ülkemiz için, dünya için zor geçti evet, zor geçen diğer yıllar gibi. Biz sadece, bize en yakın olanı hatırlıyoruz hep. Aslında insan bulmak isteyince, her yılın zor ve kötü zamanları olur. Ben çok net hatırlıyorum çocukluğumdaki savaş dolu yılları, burnumuzun dibinde İran-Irak birbirlerine bombalar yağdırırlardı, her gece o bombalar altında uyumak zorunda kalan yaşıtım çocukları düşünürdüm yatağımda. Acaba şimdi, benim gibi yatağı olmayan çocuklar ne yapıyorlar diye. Sonra, hapishanelere düşen bir sürü masum insanı dinlerdik büyüklerimizin sohbetlerinde. Salondaki yemek masasının arkasına saklanıp, o gün hangi gazeteci öldürülmüş, “faili meçhul”e kurban gitmiş diye. Yani bütün bunlar –maalesef- hep vardı, ve çok üzgünüm ki hep de olacak. Tüm dünyada, hiç savaşsız geçen sadece 50 (toplam yani, aralıksız 50 değil, savaşsız zamanları toplayarak, yazıyla ELLİ!) yıl varmış. Dünya tarihi böyleyken, ‘savaşlar devam edecek, masum insanlar ölmeye devam edecek’ demek, pesimistlik değil, hayatı tüm gerçekleriyle kabul etmek. Tabii bu gerçek, ucu birebir bize dokunmadığı sürece kabul edilmesi daha kolay bir gerçek oluyor. Elbette Güneydoğu’da çatışırken oğlu şehit olan bir anneye bunu söyle bakalım, sana en okkalısından bir Osmanlı tokadı atmak ister de, atar mı bilinmez. Her neyse…