Ege'nin Şarkıları

Ege de her bebek gibi müziğe karşı çok duyarlı ve şarkıları çok seviyor. Ege'yle birlikte biz de çocukluğumuza dönüş yaptık ve pek çok çocuk şarkısını hatırladık. Bu durum açıkçası eşimin de benim de pek bi hoşumuza gitti.
 

Hem İngilizce hem Türkçe şarkıları dinletiyoruz Ege'ye. Hepsini severek dinliyor. Ama Türkçelerin Türkçe ve İngilizcelerin de "yabancı bir dil"den olduğunu anlayabiliyor. Ah bu bebekler...ne çok şey biliyorsunuz aslında siz!

İlk bilgisayarda çizgi film/klip izlemeye, Ege'nin yengeç hareketini öğrenmesiyle başladılar babasıyla. Bir akşam işten geç gelecektim ve bakıcı gittikten sonra Ege'yi ben gelene kadar oyalama işi babadaydı. Baba da ne yaptı, 3 dakika 5 dakika oynadı, yoruldu/sıkıldı ve çareyi "oturarak yapılacak" ve onu yormayan bir oyalayıcıda buldu. Youtube'da yengeç diye aratınca bunu bulmuş ve Ege izleyip çoook hoşuna gidince devamı geldi.

Gelelim oğluşumun dinlemeyi/klibini izlemeyi en sevdiği şarkılara. Klip diyorum ama aslında çizgi film gibi, yani buna ne denir bilmediğimden öyle diyorum. Her neyse, biliyorsunuz daha önce yazmıştım, Ege on yeşil şişe şarkısını çok seviyor. Bunun Türkçe'sini Baby Tv'den izleyip öğrenmiştik. Fakat babasıyla youtube'da ingilizcesini bulmuşlar ve şimdi onu dinlemeyi seviyorlar. Tabii her çocuk şarkısının pek çok versiyonu oluyor ama Ege'nin sevdiklerini buraya ekleyeceğim. İngilizce on yeşil şişe şarkısı bu. Çok güzel şişe diyebiliyorken bundan vazgeçip ısrarla şişe yerine haaa diyor Ege. Tutturuyor bazen ille de haaa diye. Bazen ben söylüyorum beni dinliyor, bazen de işte bu klibi açıyoruz.

Kurbağaları da ezelden beri çok sever Ege. "khııı" diyor nedense kurbağalara hala, bu da değişmedi :) Onun şarkısı da burada. Kuş sevgisi daim, bu yüzden tüm kuşgillere bayılıyor kendisi. Onun için penguen de kuş, ördekler kazlar da, tavuk da kuş, güvercin de kuş, hiç farketmiyor. En sevdiği ve anne ördek vak vak derken kıkır kıkır güldüğü şarkı ise şurada.

Babasıyla keşfettikleri ve Ege'nin bayıldığı bir diğer şarkı ise patates adam şarkısı. Bunu sağolsun, bir okul öncesi öğretmeni söyleyip kaydetmiş, kendisinden başka şarkılar da dinlediğimiz oluyor arada ama tabii ki en çok bunu dinliyoruz. Ege hemen kollarını havaya kaldırıyor ve patates adamı istediğini bu şekilde belli ediyor.

Bir de esasen yumurta adam şarkısı olup, babasının nedense Ege'ye bunu patates adam olarak tanıtmasının neticesinde Ege için patates adam olan Humpty Dumpty var. Neredeyse 200 yıllık bir İngiliz çocuk şarkısı. Çok eğlenceli. Ben bile çok seviyorum. Bazen kollarını havaya kaldırıp patates adamı istediğini söylediğinde, Gülçin Öğretmen'i açarsam kızıyor, neymiş, Humpty Dumpty'yi istiyormuş paşa :)

Arabaları çok sevdiği aşikar, hele de tekerlekleri. Ama son zamanlarda otobüslere bayılıyor. Yolda giderken özellikle belediye otobüslerini gördüğümüzde ortalığı yıkıyor, duruyor ve otobüsü izliyoruz. Bayılıyor, çığlıklar kahkahalar!... Yalnız şarkıdan önce mi sevmeye başladı yoksa önce şarkısını sevdi sonra mı otobüslere ilgisi başladı hatırlayamıyorum :)

Son günlerin favori kliplerinden biri de, özellikle üçgen ve dikdörtgen çıktığında çılgınca kıkır kıkır güldüğü, şekiller şarkısı. Her bir şekli tabii ki tek tek soruyor yanıtını alıyor. Neye bu kadar gülüyor bilemiyorum ama çocukların bizden çok daha naif bir dünyaları olduğu kesin. O kadar küçük şeylere mutlu olup gülebiliyorlar ki!

İsteyenler için youtube'da İngilizce/Türkçe tüm çocuk şarkılarını bulabilirsiniz ama çok çeşitli versiyonları var. Ben LBB (Little Baby Bum) tv'nin yayınlarını izletiyorum. Bazen CVS klibini izlettiğim de oluyor, seçici davranmak kaydıyla. Ama bir Chu Chu tv var ki, aman aman diyim, son derece kötü bir yayın, hiç tavsiye etmem, sakın ola onun kliplerini tıklamayın youtube'da. Yani çocuğunuz yanınızda yokken bir kez "twinkle twinkle little star" klibini izlerseniz, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Makyajlı ve dekolte giyinmiş, abuk hareketler yapan kız çocukları çizmişler, inanamadım gördüğümde! Ege bazen, sayfa kenarındaki öneri kliplerindeki ilk resimden görüp ısrarla istiyor ama açmıyorum. 

Eh bu kadar bilgisayarla içli dışlı olan bebek, onu kullanmayı öğrenmez mi, öğrenir. Açıp kapatmayı, space tuşunu "duraklatıcı" olarak kullanmayı, sesini açıp kapatmayı vs... öğrendi. Babası sağolsun (!), valla suçu direk onun üzerine atabilirim gönül rahatlığıyla. Çünkü her sabah bakıcı gelene kadar yaklaşık 1 saat yalnız kalıyorlar ve bu sürede tam enerjiyle çocukla oynamadığı/oynayamadığı için, çocuğu televizyona ve bilgisayar kliplerine alıştırdı. Az olmasında sakınca yok bence ama Ege bu sıralarda dozu kaçırdı. E çok doğal, baba her fırsatta çocukla klip izlerse olacağı bu. Bilgisayar karşısından alıp da odasına götürdüğüm zaman aşırı tepki veriyor bana, ağlıyor bağırıyor hatta bazen vurduğu bile oluyor. Bazen de sinirinden kendi kafasına falan vuruyor.

2 yaş krizinin de bu tepkilerde etkili olduğunu düşünüyorum ama esas sorun ekrana fazla alışması bence. Ben onunla ekran haricinde de vakit geçirmeye ısrarla devam edeceğim. Hem yaz geliyor, artık çok daha fazla dışarı çıkabilecek, parka sahile gidebileceğiz. En azından babası da havalar güzelken evde değil dışarıda vakit geçirmeyi tercih ediyor Ege'yle. O yüzden bir süre sonra bu kadar ısrarcılığı bırakacağını düşünüyorum. Elbette herşey yoluna girecek. İnanıyorum.