Lilypie Fourth Birthday tickers

26 Ağustos 2014 Salı

Bebekle Tatil - Vol.3


Geçen hafta 3 günlüğüne şehir dışına tatile gittik. Bu, Ege’yle çıktığımız üçüncü tatil bu sene. Bana pek tatil olmadı tabii, işe gelince dinlendim. Ama çok şükür diyelim, bu yaşta bebekle bunu yapamayan, fırsat bulamayan çok insan var. 

Ege’yle çıktığımız ilk tatilde, henüz ayaklanmamış, bu kadar hareketlenmemiş, hala emen (yaşasın anne sütünün sakinleştirici etkisi), nispeten daha sakin bir bebekti. O yüzden bizim için çok kolay bir tatil olmuştu. Sonra yazlığa gittik. Ben bir eve gittiğimiz için kolay olacağını sanmıştım ama en zor tatilimiz o olmuş meğer. Çünkü şimdi bir otele gittik. Yazlıktan daha rahat ettiğimizi söyleyebilirim. Tabii bir de Ege’nin 1 yaşını geçmiş olmasının da etkisi büyük. Çünkü en azından yemekler konusunda çok rahat ettim. 

Öncelikle, gittiğiniz otelin bebek dostu bir otel olması çok önemli. Ben gitmeden önce telefon açıp bebek yatağı verip vermediklerini sorduğumda, “bebeklere göre herşey mevcut, yatak, mama sandalyesi, istemeniz halinde tuzsuz yemek de çıkarıyoruz, zaten şu anda 10 tane bebekli misafirimiz var, hepsi memnunlar” demişti görevli beyefendi. Hakikaten biz gittiğimizde de etraf resmen bebek kaynıyordu! 6 aylıktan 3 yaşına kadar herhalde en az 15 bebek vardı (belki daha fazla). Ailelerin hepsi de halinden gayet memnun görünüyordu. 

Ege yaşını geçtiği için özel olarak tuzsuz yemek sipariş etmedim. Hergün çıkan çorbalardan ve ızgara/sulu köfte, haşlanmış patates, mücver, makarna, pilav ve otel aşçısının kendi yaptığını düşündüğümüz yoğurttan yedirdim (tadı ev yoğurdu gibiydi valla). Özellikle yoğurdu bütün bebeler çok severek yediler. Aralarda meyve istedik, soyup doğrayıp getirdiler sağolsunlar. Kahvaltı zaten en kolay öğünümüz, haşlanmış yumurta, peynir çeşitleri, ekmek, tereyağ, süt ve eline de bir parça salatalık veya kızarmış ekmekle bu işi hallettik. İlk defa bu tatilde birkaç lokma da sütlü tatlıların tadına baktı Ege. 
 
Odamıza park yatak verdiler. Kendim götürdüğüm çarşafı serdim, üstüne de uyku arkadaşlarını attım ohh al sana mis gibi yatak. Restoranda da yeteri kadar mama sandalyesi mevcuttu, hepsi de bizim evdekinin aynısı :) Ege de ayağını masanın üstüne çıkararak yedi her zamanki gibi.
 
Götürdüğümüz oyuncaklarıyla pek oynamadı diyebilirim. Sürekli etrafta koşturmak ve gördüğü değişik yerleri keşfetmek istedi. Çiçekleri, ağaçları inceledi. Kum yedi (evet her fırsatta ağzına götürmeye çalıştı, ne kadar gözüm üstünde olsa da  1 saniyelik fırsatta bile kum yemeyi başardı). Denize taş attı, deniz suyu içti (evet engel olunamıyor bazı şeylere!), kendi kendine yüzdü (swimtrainer sağolsun, çok güzel bir icatmış), arada da daldı :) yüzünü suya gömmeyi seviyor bu çocuk. Babasıyla duş aldılar genelde. Keyfine diyecek yoktu. Arkadaş edindi. Ama genelde kendinden 8-10 yaş büyükleri tercih etti arkadaşlık kurmak için :) yaşıtlarıyla pek ilgilenmedi. Bir de sürekli olarak kedilerin ve en önemlisi kuşların peşinden koştu. Bazen “guşşş” bazen “kuşş” bazen “gışşş” bazense “kişşş” oldu kuşlar, bağırdı durdu bizimki :)
 
Her sabah uzun sahil yolunda yürüyüşe çıktık. Sabah 6-6.30 civarı uyandığımız için, odada sıkıldı, biz de kendimizi dışarı attık. Çiçek kokladık, yaprak koparttık, köpeklerin peşinden koştuk. Bol oksijenle acıktık, kahvaltısını belki de o yüzden çok acıkmış olarak çok güzel yedi.
 
Pusetinde uykuya daldı. Çok yüksek sesli müzikte uyuyabildi. Arada bir gece, odadayken uyandı ve bir daha uyumak istemedi, tam 2 saat beni uğraştırdı. Gözümden uyku aka aka ayağımda net 1 saat salladım. Yatır-kaldır yaptım. Müziği zaten hep açıktı. Ama uyumadı, uyumadı. Neyse en sonunda tüm uğraşlar sonuç verdi de, yatağında sızdı. O esnada dost annelerle “benimki de uyumuyor, ayol benimki de!” muhabbeti, insanı çok rahatlatan bişeymiş, en azından gerginliğimi aldı, güldüm, yalnız olmadığımı bir kere daha öğrendim falan. Yaşasın dost anneler! (onlar kendilerini biliyor)
 
Tatilin ilk günü, 20 ağustosta, ilk defa “Ege” dedi. Yaklaşık 14 ay önce ismini de karnımdan kendi seçen oğlum, 13 aylıkken de “eggeee” dedi. Aynı gün el sallamayı öğrendi (Daha önce bakıcısı da ben de öğretmeye çalışmıştık ama yapmıyordu, o gün birdenbire yapıverdi). Bir de babası, “kuşlar ne yapıyor Ege? Uçuyoooor” diyince tek koluyla kanat çırpma hareketi yapıyor. Ama tek koluyla, dikkatinizi çekerim, bizim kuş tek kanatlı :))))
 
Tatil maceralarımız böyle. Seneye en azından daha büyümüş, kendi kendine yürüyebilen koşabilen, kendini daha çok kelimeyle daha iyi ifade edebilen bir bebek olacağı için daha rahat tatiller yapacağımızı düşünüyorum. İyi düşünelim iyi olsun. Olumlu olmak iyidir, öyle değil mi? :)

 

2 yorum:

  1. çok güzel :) :) benim kızlar da kum yedi ve havuz-denz suyu içti yaaa... malesef engel olamıyorsun. bizimkiler swimtrainer denen simidi pek sevmedi. çok sıkıldılar :) :) ben de seneye inşallah daha iyi olacak bu tatiller diye ümitliyim. en azından yürürler, kendi kendilerine kumda oynarlan falan. konuşup isteklerini anlatırlar, neden ağlıyor acaba derdimiz olmaz... :)

    YanıtlaSil
  2. Aynen, bakalım inşallah seneye daha iyi geçer. 2 yaş bebe anneleriiiiii, bize gülmüyorsunuz değil miiiii? Daha rahat geçer 2 yaşındayken tatil, değil miiii? :))))

    YanıtlaSil