Bu hafta doktor randevumuz vardı. Bir süredir 3 haftada bir görüyordu, bundan sonra yine 2 haftada bir görmek istiyor. Bir süre sonra 10 günde bir ve ondan bir süre sonra da haftada bir görüşecekmişiz. Enn son günlerde de belki 2 günde bir. Son çeyrek dilime girdiğimiz için bebeğimize kavuşmaya iyice yaklaştık. Neye benzediğini, nasıl bir bebek olacağını, nasıl günler geçireceğimizi çok merak ediyorum. Bir yandan ona kavuşmak için sabırsızlanırken, bir yandan da onu her an içimde hissetmenin güzelliğini yaşadığım, 24 saat onunla birlikte olduğum bu gebelik zamanlarını özleyeceğimi düşünüyorum. Garip bir çelişki hakikaten :)
Geçen seferki ulstrason muayenesinde oğluşumuz yüzünü elleri kollarıyla kapatmış bize kendini göstermemişti. Bu gittiğimizde görebilmeyi umarken, minik yaramaz bu sefer el ve kollarıyla yetinmemiş, ayaklarını da kafasına kadar kaldırmış ve ayak ve bacaklarıyla da yüzünü gizleyivermiş. Ne kadar dürttüyse de doktor teyzesi, nuh deyip peygamber demedi ve kımıldamadı. Arada bir ayağıyla tekmesini savurmaktan da geri kalmadı ama. Sonra tekrar yüzünü kapattı o ayacıklarla :)
Ultrasonda saçlar görünmez diye duymuştum ben ama valla bizim doktorumuz gördü ve bize de gösterdi. Yaklaşık 1 cm saçları uzamış miniğimizin. Saçlı mı doğacak ne... Benim de küçükken saçlarım gürdü, e babasının da epey gür. Çok saçlı olması büyük bir ihtimal zaten. Gelişimi gayet güzel ilerliyor maaşallah, nazar değmesin. Ben 7 ayda 7 kilo almışım. Bebiş de 2000 gr olmuş. Boyu da 40 cm. Bakalım doğana kadar ne kadar büyüyecek bizim oğluş.
Biz, bir önceki postta yazdığım gibi yenidoğan sünneti düşünüyor ve bunu doktorumuza soralım diyorduk. Biz daha birşey demeden doktorumuz "oğlunuza kısa sürede sünnet gerekecek gibi görünüyor, pipisinin ucunu kapatan deri biraz uzun, bakın" diyerek gösterdi ekranda. Tabii biz birşey anlamıyoruz onun kadar ama doktor öyle diyorsa öyledir. "Biz de zaten birazdan size soracaktık, biz zaten yenidoğan sünneti düşünüyoruz, siz ne dersiniz?" dedik. Tolga "hatta doğduğu hastaneden çıkmadan yaptırsak olur mu?" dedi. Eskiden doğduktan sonraki 24-48 saat içinde doktorlar sünnet yapıyorlarmış ama artık pek yapmak istemiyorlarmış. Çünkü bebek bazen anneyi emmiyormuş ve bu da hem iyileşmeyi geciktiriyormuş hem de bebeğin büyümesini zorlaştırıyormuş. Hele bir de sarılık olursa işler iyice zorlaşıyormuş. Bu yüzden doğar doğmaz değil de, doğduktan 20-40 gün sonraki bir zamanda yaptırmamızı önerdi. "Hem sarılığı geçmiş olur, hem de emmeye alışmış olur güzel beslenebilir" dedi.
Benim için ise güzel bir haftaydı. Yağışlı bir hava olduğu için hafif serin geçti böylece ellerim ayaklarım hiç şişmedi. Hala yüzüklerimi takabiliyorum. Bakalım önümüzdeki hafta nasıl geçecek çünkü yağışlı havalar gidiyor ve yaz mevsimi geliyor. Tuzu minimuma indirmem lazım. Tansiyonum bu haftadan sonra yükselebilirmiş, bunu takip etmem gerekiyormuş. Bu haftaya kadar sürekli 11-5 / 11-6 civarı çıkan tansiyonum bu hafta 12-6 çıktı. Eğer artarsa doktoruma haber vermem gerekiyor. Aşağıya doğru baskı artarsa (bunu anlayamazsam göstergesi şuymuş, 'gece tuvalete her zaman kalktığımdan daha sık kalkarsam'mış), regl ağrısında olduğu gibi bir bel ağrım olursa, bebeğin hareketleri belirgin bir şekilde azalırsa (36.haftaya kadar, çünkü 35-36.haftalarda yeri darlaştığı için zaten azalırmış) ve başka anormal bir durumla karşılaşırsam doktoruma hemen haber vermem gerekiyor. Çünkü bunlar erken gelen bir doğumun habercisiymiş. Umarım hiçbiri olmaz ve bebiş gelişimini tamamladığı ve kendi istediği zamanda gelir aramıza.
2 hafta sonra annemler gelecek ve alışverişe çıkmak için onu beklemeye karar verdim, henüz acelemiz yok nasıl olsa. Listem hazır, ne alacağımı biliyorum. Sadece gidip almak kaldığı için işimiz kolay olacak. Hevesle bekliyorum :)
31 haftalık gebelik ve diğer haftalarda anne ve bebekteki değişimleri kolayca öğrenmek için... http://www.ticktaq.com/31haftahamilelik.php
YanıtlaSil