Lilypie Fourth Birthday tickers

23 Ekim 2014 Perşembe

Mutlu olsun, mutlu

Aslında öyle secret'mış evren'miş öyle süslemeli şeylere inanmam. Bir şeyi çok istersen evren onu sana verirmiş falan...bu tip şeylere körü körüne inanmıyorum. Ama şöyle birşey olduğuna inanıyorum (mühendis kafam, illa bir şeyleri mantıkla açıklayacak, yoksa rahat etmez!). Bir şeyin olmasını gerçekten çok istiyorsak, biz farkında olsak da olmasak da o şeyi elde etmek için gereken şeyleri direk veya dolaylı olarak yapıyoruz. Yani evren vermiyor da, biz kendimiz hallediyoruz o işi farketmeden.


Mesela, bizim elimizden gelen bir şeyse, kendimiz o koşulları bir şekilde sağlıyoruz. Bizim dışımızda gereken bir şeyler varsa da öyle böyle, konuşarak, hareketlerimizle, aracı koyarak, şartlar sunarak, farkında olarak ya da olmadan dolaylı da olsa, olmasını sağlıyoruz. 

Sonra da "ben istedim evren gönderdi" diyoruz. Komik :) Evren bir şahıs mı ki göndersin ayol? 

Ama tüm bunların yanında, benim birkaç kez denediğim ve gerçekleştiğini gördüğüm bir yöntem var ki, onu da bir şekilde açıklayabilirim. Yazmak! Evet evet, isteklerini yazmak. Şu secret kitabında da diyormuş ya, ne istiyorsan yazacaksın, cüzdanında taşıyacaksın, sık sık çıkarıp bakacaksın. Öyle değil bu aslında. Çünkü üniversiteye hazırlanırken bir kağıda "ODTÜ" yazıp çalışma masama asmıştım ama inanarak ve isteyerek yapmadığım o kadar belli ki, hiiiç mi hiç etkisi olmadı. Ders çalışmayı oldum olası sevmiyordum, o kelimeyi yazıp karşıma koymam hiçbir şeyi değiştirmedi. 

Yazmak, şu açıdan anlamlı geliyor sadece. Hani bir derse çalışırken, kitabı okursanız aklınızda kalmaz, ama önemli yerleri yazarsanız kesin aklınızda kalır ya, hah işte o hesap! O yüzden yazarak çalışmayı severdim üniversitede (bunu lisede yapmazdım nedense, yapsaydım belki de girebilirdim Odtü'ye kimbilir). Yazınca, insan neyi gerçekten istediğini daha bir aklına yazıyor ve unutmuyor. İşte, "evrenden" istediklerimizi yazmak, bu açıdan önemli bence. 

Eşimle tanışmadan önce, kendi kendime "artık evimi toparlamalıyım, kullanmadığım kıyafetleri ihtiyacı olanlara vereyim, dolaplarda yer açılsın, kullanmadığım eski eşyaları atayım, yıllardır biriktirdiğim ama aslında hiçbir işime yaramayacak olan etkinlik/sanat biletlerini falan atayım demiştim. Bunları yapayım ki, hayatıma girecek olan kişiye yer açılsın. Sonra dedim ki, ee nasıl bir insan girsin hayatıma? Oturdum yazdım. Hiç üşenmedim. Gerçekten neler istiyorsam tek tek düşündüm, detayıyla yazdım (günlüğüm vardı o zamanlar). Sonra ne mi oldu? 6 ay içinde, isteklerimin yaklaşık %80'ini falan karşılayan şimdiki eşim çıktı karşıma. 

Hamileyken dedim ki kendime, eşim için oldu, bebeğim için neden olmasın? Oturdum yazdım. Bebeğimin nasıl bir insan olmasını istiyordum? (Tamam evet biliyorum, herkes bunları ister...Ama ne biliyim ben yine de yazmak istemiştim) İşte şöyle birisi olsa ne güzel olur, ama olmasa da onu çooook seveceğim tabii ki her koşulda.

  • Sağlıklı
  • Zeki
  • Akıllı
  • Güzel
  • Sakin, uslu
  • Söz dinleyen
  • Algısı yüksek
  • Anlayışlı
  • Hoşgörülü
  • Sorumluluk sahibi
  • Vicdanlı
  • Sevecen, sevgi dolu
  • Barışçıl
  • Paylaşımcı
  • Okumayı/okulu seven
  • Uyumlu
  • Yeniliklere açık
  • Olumlu, optimist
  • Sosyal
  • Cesur
Allah'ım inşallah oğlum bu özelliklere sahip çooook mutlu bir insan olur. AMİN!

6 yorum:

  1. Ne güzel yzmışsın. Benzer bir liste bende de var biliyor musun :)

    YanıtlaSil
  2. inşallah hepsi olur, en önemlisi de musmutlu olur :) ODTÜ mezunu biri olarak söyleyim çok da bir şey kaybetmiş değilsin canım. bir fabrikada standart beyaz yakalı hayatı yaşayacaktın :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Odtü'nün kampüsünü görmüştüm lisedeyken. Bayılmıştım. E forsu da var tabii :) Ama endüstri mühendisliğini tutmamıştı puanım. Yine de dediğin doğru sonuçta hepimiz bir fabrikada beyaz yakalıyız işte... En azından çook güzel bir okulda okumuşsun ama boşver :)

      Sil
  3. Çok güzel şeyler yazmışsın ama yazıda benim dikkatimi çeken " yıllardır biriktirdiğim ama aslında hiçbir işime yaramayacak olan etkinlik/sanat biletlerini falan atayım " kısmıydı. Benim de liseden beri gittiğim konserler, filmler, oyunlar vs. nin biletleri hep dururdu geçen yıla kadar. Biriktirmek, biriktirmek, her şeyi biriktirmek... Ama sonunun olmadığını anlayınca bıraktım. Yoksa evin bir kısmını bu "anılara" ayırmak gerekecekti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen! Gerçi hala kıyamayıp atamadığım bir sürü başka şey var. Mesela bazı mektuplar, hediyeler.....

      Sil