Bu haftanın ilk günü doktor randevumuzda bebişimizin cinsiyetini öğrenmiştik. Fakat ben 14.hafta yazısını bekleyemeden geçen hafta olanları yazdım. Tabii heyecandan bazı şeyleri atlamışım, şimdi de onları yazayım.
Bir kere beni en şaşırtan şey (meğer bu hafta için normalmiş ama ben bilmiyordum), bebeğin parmağını ağzında görmemdi. Şaşkınlıkla doktora “parmağını mı emiyor o?” diye sordum, evet dedi doktor. Demek daha bu haftalarda başlıyor emme içgüdüsü. Çok güzel bir görüntüydü. Böyle şeyler gördükçe insan daha bir sabırsızlanıyor doğrusu kucağına almak için. Ama sabırla hamileliğin tadını çıkarmam lazım ve çıkarıcam da. Bir de doktor teyzesi kesitler halinde kendisinin vücut ölçülerine bakmaya çalışırken hıçkırık tuttu yazık. Hoplayıp durdu içerde J Tabii bütün bu parmak emme, hıçkırık, zıplamalar filan refleksmiş. Boyu uzamış büyümüş bebiş. Baş-popo mesafesi 7,1 cm idi, bu durumda tam boy herhalde 9 cm civarındadır.
Oğlumuz olacağını öğrenince özellikle Tolga’nın ailesinde bu büyük olay oldu. Zaten bir kız torunları olduğu için sanırım, hepsi erkek istiyormuş meğerse, bayram yaptılar resmen. Çığlıklar, konfetiler, havai fişekler patladı neredeyse. Haftasonu gittiğimizde de bir ilgi bir ilgi J Ben durumdan memnunum, oğlan anası olarak prenses veya kraliçe diyelim, olmaktan memnunum. Gerçi kız olsaydı da bana farketmeyecekti çünkü ben kendimi kraliçe gibi hissediyordum zaten. Ama onlar daha bir memnun oldular sanki. Tolga’nın kardeşi çocuğu doğunca bizden alıp sokak oyunları, futbol ve at yarışları ile büyüttükten sonra 16 yaşında bize teslim edeceğini söyledi. Kız arkadaşı ise, “Hayallerine kavuştu, başından beri erkek istiyordu, onu çok mutlu ettiniz” dedi. Böyle olunca Tolga çok şaşırdı ve “bu oğlanın meraklısı çokmuş, kolay büyüyecek sanki” diye rahatladı biraz.
İlk hamile olduğumu öğrendiğimizde erkek olursa Doru deyip geçivermiştik bir çırpıda. Kız isimlerine haftalarca kafa yormuştuk. Sonra bebişin kız olmadığını öğrenince ben duramayıp başka başka bir sürü isim araştırdım, hatta çevreme sordum, herkes önerilerde bulundu. Böyle olunca kafamız iyice karıştı ve isim bulma konusunu bir süreliğine erteledik. Nasıl olsa önümüzde 6 ay var.
Hamilelikle ilgili kilo almaktan vs korkmuyorum. Hatta ilk defa kilolu olacağım için merak bile ediyorum neye benzeyeceğimi. Beni korkutan bir tek şey vardı eskiden beri, o da çatlaklar. Okuduğum kadarıyla genelde soyaçekimmiş bu çatlak olayı. O yüzden anneme, ablama, doğum yapmış halalarıma sordum. Neyse ki, hiç birinde çatlak olmamış ne göğüslerinde ne göbeklerinde ne de basenlerinde. Böyle olunca biraz rahatladım ama yine de şimdiden önlem almaktan zarar çıkmaz. Birkaç hafta önce her duş sonrası ıslak halde basenlerime, göbeğime ve göğüslerime tatlı badem yağı sürmeye başladım. Bu yağ, deriyi nemlendirip esnekleştiriyormuş. Tabii etkisi azdır mutlaka ama hiç sürmemekten iyidir diye düşünüyorum. Bu şişe bitince iyi bir bitkisel krem almayı düşünüyorum. Arkadaşlarımdan birkaç marka öneren var. Bakalım birini alıcam artık.
Bu hafta bulantılarım ve mide ekşimelerim gözle görülür bir şekilde azaldı. Sadece 2 sabah, ilginç bir şekilde, akşam olmayan bulantılar sabah işe giderken serviste oldu ve beni biraz zorladı. Sanırım insanların kokuları ve şoförün kötü kullanımı da buna etki etti.
14.hafta ilk trimester’in son haftası idi ve bitti. Şimdi ikinci trimester’e, yani “hamileliğin balayı” denilen zamana geldi sıra J Bir yandan zaman yavaş geçiyor sabırsızlanıyorum diyorum ama bir yandan da hızlı geçtiğini görüyorum. Umarım bundan sonrası çok daha güzel ve kolay geçer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder