Bu hafta başında detaylı ultrason taramamız vardı. Doktorumuz kendisi baktı, başka doktora yönlendirmedi. Ben de kendisine güvendiğim için içim rahat bir şekilde kabul ettim. Çünkü zaten ilk muayeneden beri o hafta hangi organların gelişmiş olması gerekiyorsa en ince detayına kadar bakıyordu. Bu hafta da aynı şekilde kalbe, damarlara, beyine ve tüm kemiklere baktı, ölçümlerini aldı ve herşeyin yolunda gittiğini söyledi. Bebişin boyu 21 cm ve ağırlığı 333 gram olmuş. Kafa ve kemik ölçümlerine göre hep 1 hafta filan ilerde çıktı. Biraz önden gidiyoruz yani.
Haftasonu, kuzenim Güneş bizi ziyarete geldi. “Bizi” ziyarete son gelişi olabilirmiş, zira bundan sonra İzmir’e daha küçük birini görmek için gelecekmiş! :) Tabii ben buna alınmadım bilakis çok sevindim. Bebeğimin bir sürü teyzesi olacak, ne güzel. (Ablamın yanı sıra bir sürü kuzenim, arkadaşım bebişime teyze olmak için can atıyorlar. Çevremizde bebekli, çocuklu çok fazla insan yok çünkü, çoğu hala bekarlığın tadını çıkarıyor!) Tabii bu kadar bekar kız arkadaşla haftasonu İzmir’de ne yapılır? Toplaşıp meyhaneye gidilir elbette! Benim de gidebileceğim sigara içilmeyen, bir bayan tarafından işletilen ve yiyeceklerin temiz, az ve öz olarak bu bayan tarafından yapıldığı naif bir meyhane seçildi ve cumartesi akşamı (evli olanlar erkekleri evde bırakarak) hep birlikte oraya gittik. Benden başka bir hamile arkadaş daha vardı ortamda ve biz hariç herkes rakıları koydu ve klasik bir İzmir gecesi yaşandı. Fakat o gecenin benim için anlamı daha güzel oldu. Bizim ufaklık minik pıtpıt’larıyla “ben de burdayıııım” diye bağırdı bana :) O an meyhanede olmasak neredeyse ağlayacaktım! Nihayet haftalardır beklediğim sinyali göndermişti bebeğim. Hemen babasını aradım ve yorumu şu oldu: “Demek ki meyhaneye gitmeyi bekliyormuş bizimki!” Bilseydim daha önce gelirdik dedim ben de :) Hafta içi evde dondurma yedikten sonra bile bizimki hareket bir yana muhtemelen poposunu dönüp uyuduğu için, kendisinin deniz, rakı ve meze kokusuna hareketlenen tam bir İzmir’li olduğuna kanaat getirdik :) Her iki dedesi de rakı içmeyi çok sevdikleri için herhalde, babası hiç içmediği ve sevmediği halde, ben de eskiden çok az içtiğim halde, sarımsaklı mezelere ve rakı kokusuna tepki gösterdi beyefendi :)
Böylece gebelik sürecini yarılamış oldum. Hala alışveriş yapmamak için kendimi tutuyorum ama 1 ay sonra başlarım herhalde. Ah bir de şu tecrübesizlik olmasa. Özellikle kıyafet konusunda ne yapacağımı bilemediğim için bir türlü almıyorum bir şey aslında. Yoksa yine dayanamaz alırdım, bebek kıyafetleri o kadar güzel ki…. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder