Lilypie Fourth Birthday tickers

30 Eylül 2013 Pazartesi

2,5 ayı devirmişken...

Dile kolay, 2,5 ayımızı devirdik bugün. İyi ki hamileyken son ana kadar rapor alıp çalışmışım yoksa bu kadar küçük ve her saat başı anne memesine ihtiyaç duyan (sadece açlıktan değil, bazen sakinleşmek bazense sadece sevgi ihtiyacından) bir bebeği insan nasıl bırakır da işe döner? Bırakmak zorunda kalan annelere Allah sabır versin, gerçekten çok zor.
 
Neyse, konumuz bu değildi, konumuz Ege.
Ege 2,5 aylık bir sıpacık oldu. Çook tatlı, bizi hareketleriyle, mimikleriyle mest ediyor resmen. 2,5 ayda neler neler oldu, nasıl büyüdü gözümün önünde... İnanılmaz bir gelişim gösterdi. Önce fiziksel gelişmeler:
 
Bundan 10 gün önce 2.ay aşıları ve rutin kontrolümüz için sağlık ocağına gittik. Tartımız 5900 gram, boyumuz ise tam 60 cm çıktı. Çok iri bir bebek sayılmaz ama ufak tefek de değil. Yaklaşık %75 persentillerde sanırım.


 


 
Mamayı gittikçe azaltıyorduk zaten ama özellikle son 15 gündür iyice azalttım. Öncesine günde sadece 2 biberona indirmiştim (gerçi biberonun içeriği artmıştı tabii çünkü Ege gittikçe büyüyor ve az miktarla doymuyor, doymayınca huysuzlanıyor, ağlıyor ve uyumuyordu. Sütüm yetmiyordu falan filan. 1 biberon=90 cc idi) Sonra günde 2 biberonu, sabah 90 cc'den 60 cc'ye indirip gece yine 90 cc vererek devam ettim. Sonra gece biberonunu da 60 cc'ye indirdim. Bu arada, gece uykusuna yatmadan önce, meme emdikten sonra 60 cc mama içerek doymuyordu elbette. Fakat akşamları saat 8-8,5'ta yattıktan sonra 11,5-12'ye kadar uyanmadığı için saat 10 civarı ben pompa ile sağıyordum, ondan yaklaşık bir 50 cc kadar çıkıyordu. İşte akşamları uyumadan önce 2 memeden emme, 60 cc biberondan mama ve bir de 50 cc bir gün önceden sağdığım sütü veriyordum, böylece doyup uyuyordu. Bir süre böyle günde 60+60 cc'den 2 biberonla devam ettik. Sonra gündüz mamasını kaldırdım. Şimdi ise 2 gündür gece mamasını da kaldırdım. Hala geceleri saat 10 civarlarında uyuyor olduğu için o öğünü sağıyorum. O sağdığım sütü sonraki gün veriyorum. Sütüm de arttığı için yetiyor. Yaşasın anne sütü! 2,5 ay sonra nihayet sadece anne sütüyle geçirdiği günler geldi yavrumun :)
 
 
Diğer gelişmeler ise şöyle: Sabahları hala 6 civarı uyanıp güne başlıyor Ege. Ama ne başlamak! Gözlerini kocaman açıp kocaman bir de gülümsemeyle aguuu guguuu'larla annesine günaydın diyor :) İnanılmaz güzel anlar bunlar. Ama benim aşırı uykulu ve sersem halim göz önüne alınırsa ne kadar keyfini çıkarabiliyorum bilmiyorum. Önce her sabah bıkıp usanmadan, çocuğun 6'da kalktığı ve uykusunu aldığı gerçeğini reddedip biraz daha uyutmaya çabalıyorum. Uyusun ki ben de uyuyum dimi :) Yarım saat - 45 dk filan daha uyuyor ama neyseki benim minişim, annesini üzmüyor. Daha sonra yine uyanıyor ve yine beni çağırıyor. Bu sefer de kalkıp yatağının başucundaki dönencesini açıp geri yatağıma dönüyorum. Bir 15-20 dk kadar da bununla oyalanıyor yazık yavrucum. Ondan sonra sıkılıyor ve bu sefer hakikaten iyice bağırarak çağırıyor beni. Çünkü altını kirletmiş oluyor bu sırada. Ben kalkıyorum altını temizliyorum, zaten karnı tok olmuş oluyor ve bu sırada (saat 7,5-8 civarı) babamız uyanmış oluyor. Baba karnı tok altı kuru bebeğini teslim alıp beni uyumaya gönderiyor. Ben de yaklaşık 1 saat daha uyuyorum böylece. Sonra Ege'nin karnı acıkınca yine beni çağırıyor ve kalkıp besliyorum onu saat 9 civarı. O zamana kadar babasıyla oyunlar oynamış, bıdır bıdır konuşmuş ve gülücükler, kahkahalar saçmış oluyor. Hatta babası yorulup 5-10 dk Baby tv'nin karşısına bırakıyormuş, bizimki de ilgiyle izliyormuş. Ama ben tv izlemesine, buna alışmasına karşıyım. Üstelik henüz göz kırpma refleksi olmadığı için uzun süre TV'ye öylece bakmasının gözlerine zarar vereceğini düşünüyorum. Babası ise kızından tecrübeli olduğu için "bu baby tv ne kadar kurtarıcı oluyor bilmiyorsun ama göreceksin sen de" diyor. Bebeği tv karşısına atıp kurtulmak gibi bir düşünce şu an çok uzak geliyor ama tabii büyük konuşmuyorum. Herşey olabilir. En azından ben izletmesem bile her an her saniye kontrolüm altında tutamayacağıma göre ya babası ya ablası tv izletecekler hiç olmadı büyüyünce kendi izleyecek. O yüzden kesin ve katı kurallarım yok, kural var ama ara sıra esneyebilecek şekilde.
 
Süt emerken hala bir ayağını elime koluma bir yerlere mutlaka dayıyor. Öyle rahat ediyor. Gözgöze bakışıp konuşurken bazen sol kaşını kaldırıp öyle dinliyor beni. Söylediklerim, ses tonum ilginç mi geliyor nedir...
 
Saçları hala son hız dökülüyor. Bir de kendisi yoluyor tabii. Parmaklarının arasından sürekli saç topluyorum ki yutmasın diye. Çünkü bir gün kakasında kocaman bir saç öbeği gördüm. Konağı epeyce azaldı. Neredeyse bitti diyebiliriz ufak ufak kaldı bazı bölgelerde. Haftada 2-3 gün banyodan yarım saat önce pamukla zeytinyağı sürüp konakların yumuşamasını bekleyip sonra sık dişli bir tarakla (konak tarağı diye geçiyor) tarayarak konakları azalttık. Sanırım bu konaklar kaşıntı yapıyordu, biraz da ondan yoldu çocuk saçlarını... Hatta kafa derisini filan çizdirdi, kanattı o derece. Doğduğu günlerde kirpikleri o kadar az ve kısaydı ki, hep böyle kalacak diye üzülmüştüm biraz doğrusu.  ama şimdi kirpikleri de uzadı ve çoğaldı.


Ayakları hala büyük sanırım ama bize büyük gibi görünmüyor artık. Bacakları tombullaştıkça, kaslandıkça ayakları da gözümüze normalleşmeye başladı :)
 
 
Doğduktan 3 hafta sonra emzik vermiştim. İlk başlarda bir iki kez aldı, sonra tükürmüştü. Arada canı isterse alıyor istemediğinde asla hiç bir kuvvet emziği ağzında tutamıyordu. Kalça çıkığı ve kasık fıtığı için ultrasonla bakarlarken çok uzun sürdüğü için sıkılmış ağlamıştı. O anda emziği severek emdi. Sünnet olduğunda da emmişti. Ama sonrasındaki günlerde yine ara ara vermeme hatta ısrar etmeme rağmen kesinlikle emzik almıyor. Çiğner gibi yapıp tükürüyor. Halbuki biberona alışkın bir bebek, neden emziği istemiyor anlamıyorum. Şimdi elini keşfetti. Ben küçükken epey bir süre uyurken elimi emmişim (parmak değil ama, elimin üst kısmını). Ege de benim gibi mi olacak nedir, parmağını emmiyor direk elini komple sokmaya çalışıyor ağzına (elini yumruk yapıyor ve hobaa doğru ağza!). Emziği bıraktırmak daha kolay hem parmak-el emmek diş yapısını bozar diye emziğe alışsın istiyordum ama daha önce tecrübeli annelerden de öğrendiğim gibi, her çocuk kendi karar veriyor ne istediğine, ne yapacağına. Bizimki de sanırım elini emmeyi tercih edecek.
 

İlk oyuncağı (turuncu, çekince titreyerek eski haline dönen zürafa şeklinde araba oyuncağı), ilk kitabı (hayvanlar) ilk tabak ve kaşığı gibi ilk ayakkabıları da teyzesinden! Resmen aşık oldum bu crocs'lara, bittim! Babası hemen ayağına giydirdi hevesten, şimdilik ancak yarısına geliyor ayakları ama seneye deniz kenarında bu terlikleri giyip badi badi yürüdüğünü hayal etmek bile çok güzel :)


 

Bizdeki gelişmeler şimdilik böyle. 3 aylık olunca yepyeni gelişmeler olacak ve onları da yazacağım tabii ki. Her gün gelişmeye büyümeye devam ediyor, hatta çok mu hızlı büyüyor ne? ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder