Lilypie Fourth Birthday tickers

30 Aralık 2015 Çarşamba

Egekuş'um konuşuyor!

Ege neredeyse 2 aylıktan beri anni diyordu. Biliyorum bunu bilinçli olarak, dilini döndürerek falan söylemiyordu elbette (gerçi buna eşimi ikna edemiyorum bir türlü, ısrarla anne dediğine inanıyor çocuğun :) ) ama yani bağırırken falan çok düzgün bir şekilde anniii sesi çıkıyordu.

21 Aralık 2015 Pazartesi

Parklar, Oyuncaklar

Havalar geç kararıyorken ve nispeten daha güzelken, hemen hemen her akşam işten gelince Ege'yi dışarı çıkartıyorduk. Sonuçta bütün gün evde kalıyor ve azıcık açık hava ona iyi geliyor. Ama kış geldiğinden beri, hafta içi bir şekilde çıkamamışsak bile, haftasonu mutlaka çıkarıyoruz. Hem biz de haftasonu tüm günü evde geçirmekten hoşlanmıyoruz, ailecek geziyoruz.


19 Aralık 2015 Cumartesi

Ege'nin 2 Yaş günlüğü - 2.hafta

Ege, bizi ilk anlamaya başladığı zamanlardan beri genel olarak söz dinleyen, problem çıkarmayan uyumlu bir bebekti. Sınırlarını dener, zorlar ama "hayır"ın anlamını bilir ve ona göre geri çekilirdi. Arada sırada inadı tutarsa da, ben "olacak o kadar canım, çocuk bu elbet yapacak bunları" gözüyle bakar, kendimce çözüm yolları geliştirmeye çalışır, çoğunlukla da başarılı olurdum. Neredeyse 20-22 aylık oluncaya kadar işler böyle güzel yürüyordu. Ben de "herhalde iki yaş sendromu dedikleri şeyi biz böyle atlatacağız, sanırım Ege'de hafif geçecek, bak nasıl da güzel idare ediyoruz" diye düşünürdüm. Taa ki gerçek iki yaş sendromu bizi fena halde vurana kadar.


1 Aralık 2015 Salı

Son Günlerde

Son günlerde hayatımızdaki en büyük gelişme, Ege'nin teyze tatilinden geldikten sonra daha da açılan dili oldu. Bizim söylediğimiz kelimeleri tekrarlamaya, bizi taklit etmeye çalışıyor. Pek çok kelimeyi söyleyebiliyor bizim ardımızdan. Hala cümle kurabilmişliği yok ama sıfat tamlamalarında da üstüne yok :) Mesela en sevdiklerinden bazıları şöyle, "yeşiiii şişeeee", "büyüüük şişeee", "baba şişeee, anne şişeeee bibik şişeee" :) 

3 Kasım 2015 Salı

Teyze tatili

Ablamla neredeyse 1.000 kilometrelik bir mesafede yaşıyoruz maalesef. Hayat, ne yapalım, ekmeğimizi, eşlerimizi farklı farklı şehirlerde bulmamızı sağlamış. O yüzden uzun tatiller, eğer her ikimiz de tatilsek ve uygunsak, bizim için buluşma vesilesi haline geliyor. Bu 29 Ekimde olduğu gibi.

26 Ekim 2015 Pazartesi

Zor Çocuk, Süper Anne (mi?)

Kabul ediyorum, Ege çok çok zor bir çocuk değil. Ama kesinlikle kolay bir çocuk da değil. Hiçbir zaman olmadı, şahitlerim var :) Uyutmak da zor oldu mesela, ama kesinlikle uykusuz bir çocuk da olmadı. Yani ben bir yattım mı oh 3-4 saat kesintisiz uyku uyuyamadım ya da yatağına koyduğum gibi kendi kendine uyumadı, bazı annelerin anlattığı gibi. Ama sabahlara kadar hiç uykusuz geçirdiğim kabus geceler de bir elin parmaklarını geçmez (hastalık zamanları hariç). Ne öyle ne böyle bir çocuk anlayacağınız.

22 Ekim 2015 Perşembe

Evde Sağlıklı Yaşam

Ben, sağlıklı yaşama kurallarını benimsemiş ve her zaman evinde mutfağında buna dikkat eden bir ailede büyüdüm. Bizim evimizde katı yağ hemen hemen hiç yenmezdi, kızartma çok az yapılırdı, yemeklerin yanına mutlaka salata-cacık-yoğurttan biri konulurdu, sebze ve et dengesine dikkat edilir, mevsim sebzeleri yenmeye özen gösterilirdi.

20 Ekim 2015 Salı

Atma Vurma Sendromu

Bizim evde arabalar böyle sürülüyor.
Son zamanlarda hayat bizim için, "Ege dur, Ege yapma, Ege atmak yok, Ege anneye vurmak yok, Ege kimseye vurmak yok, vurmak kötü, atmak yoook!...." şeklinde geçiyor. Eline ne geçerse son gücüyle nereye geleceğine hiç bakmadan fırlatıyor. Biz engelleyebilmişsek veya atılan nesneyi havada yakalayabilmişsek derin bir oh çekiyoruz. Yoksa neresi kırılacak acaba diye bekliyoruz, ki bu bekleme uzun sürmüyor :)

13 Ekim 2015 Salı

Sadece İnsan

Bir süredir yazamıyorum. Sonbaharla birlikte hayatımıza uğrayan negatif hava, benim yazma performansımı da etkiledi elbette. Önce “hiç-bir-şey-yapmak-istememe” sendromuna yakalandım. Blog yazmak için bile vakit bulamadım. Vakit bulamamak derken, elbette en yoğun insanın bile, hiç değilse haftada bir gün yarım saat vakti olabilir. Ama yazı yazmak salt elleri klavyede dolandırmak değil. Sakin olmalı insan, başka düşüncelerden arınabilmeli ve yazmak istediği konuya yoğunlaşabilmeli. Bunun için enerji bulabilmeli. İşte o yoğunlaşma olmayınca, yazı da olmuyor. Oysa hayat akıyor ve Ege büyüyor.


26 Ağustos 2015 Çarşamba

Ege'nin 2 Yaş Günlüğü - 5., 6. ve 7. Gün

Beşinci, altıncı ve yedinci günlerde herşey bir kaostan ibaretti. Çünkü eve yatılı misafir geldi ve hepimizin düzeni altüst oldu!

25 Ağustos 2015 Salı

Ege'nin 2 Yaş Günlüğü - 4.Gün

Ege, bu sabah beni hiç ağlamadan, el sallayarak uğurladı.

Akşam, çantamı eline aldı ve hemen bıraktı. Telefonu sormadı. Balkona yemek yemek için çıktık ama yoldan geçen arabalar bu akşam ilgisini çekmedi ve yemek yemek istemedi. Yine saçma ve hatta şu an hatırlayamadığım şeyler için ağladı.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Haftalık Menü #9

Ege'nin haftalık menüsünü, yoğunluktan ötürü bir süredir yayınlayamıyorum. Gerçi çok çeşitli, çok değişik orijinal yemek tariflerim falan yok. Klasik mevsim sebzelerini, et ve baklagille dengeleyerek bir menü oluşturmaya çalışıyorum. Birkaç ufak tarifin ter alacağı bir yazıyı inşallah en kısa zamanda yayınlamak istiyorum, ama biraz daha zaman lazım, şu sıralar maalesef çok yoğun geçiyor.

Gelelim bu haftanın yemeklerine:


17 Ağustos 2015 Pazartesi

Ege'nin 2 Yaş Günlüğü - 3.Gün

Bu sabah Ege beni işe el sallayarak uğurladı. Ağlamasını aşağıda apartmandan çıkarken duydum ama hemen kesildi. Demek ki ya sustu ya da çok azaldı, en azından çığlık çığlığa ağlamadı.

14 Ağustos 2015 Cuma

Ege'nin 2 Yaş Günlüğü - 2.Gün

Bugün yine telefonumu çantamın iç gözüne saklayarak girdim eve. Yine ben gelir gelmez çantam alındı, kurcalandı, telefon bulunamadı. Bu sefer, yeni aldığım Meraklı Minik dergisi bulundu (Dergi çok güzel aslında ama 3 yaş üstü çocuklar için. Yani pek çok güzel aktivitesi var, o sebeple. Ben Ege ile sadece resimlerine bakarız diye düşündüğüm için almıştım çünkü bu sayıda böcekler vardı ve Ege böcekleri çok seviyor, ilgi alanında. Süper Kurti kitabına da bayılıyor mesela, çeşit çeşit böcek resimleri var diye.)

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Ege'nin 2 Yaş Günlüğü - 1.Gün

Ege'de son zamanlarda yaşadığımız bazı değişimler var ki, bunlara bakarak, 2 yaş sendromu denen şeyin peşimize düştüğünü -ya da belki kişiliğinin gelişme aşamalarında olduğu için bu sürecin tavırlarını sergilediğini diyelim- söylemiştim.
 

6 Ağustos 2015 Perşembe

Ege'nin 2 Yaş Günlüğü - Sendromlu döneme hoşgeldik!

Ege, emeklemeye başladığından beri çok hareketli bir çocuk. Yürümek diye bir kavram, onun hayatında yok. Emeklemekten direk olarak koşmaya geçti. O günden beri de sadece koşuyor. Evin içinde dışında her yere koşarak gidiyor. Ve neredeyse hiç durmuyor.

4 Ağustos 2015 Salı

Bebeğime Mektup - 4

Canım oğlum!

2 yaşını bitireli şurada birkaç gün oldu. İki koca yıl geçirdik seninle! Hayatımın belki de en yorgun ama en mutlu, en güzel, en doyurucu, en huzurlu iki yılıydı. İyi ki yaşıyorum dedirten iki koca yıl. İyi ki doğurmuşum dediğim binlerce dakika, milyonlarca saniye… Hayatımda yaptığım tek şey değil elbette annelik, sadece annelikle var olmuyorum, kendimi öyle görmüyorum ama yaptığım en anlamlı şey olduğu kesin. Bir insan doğurup büyütmekten daha anlamlı bir şey olabilir mi insan hayatında? Hele etrafta bunca savaş, bunca ölüm ve kötülük varken….

31 Temmuz 2015 Cuma

Haftalık Menü #8

Ege'nin haftalık beslenmesinde, dengeli olarak alması gereken bütün gıdaları göz önünde bulundurmaya çalışıyorum. Sebze, meyve, karbonhidratlar, tahıllar, proteinler, süt grubu, bakliyatlar. Her gün hepsinden yiyemiyor elbette ama hafta içerisinde mutlaka dengelemeye çalışıyorum. Iki gün üst üste kırmızı et verdiysem, sonraki gün bakliyatla protein ihtiyacını karşılamaya özen gösteriyorum. Dolayısıyla bizim de Ege ile birlikte güzel bir beslenme düzenimiz oluşmuş oldu. Bu haftanın yemekleri şöyle:


28 Temmuz 2015 Salı

Yeni doğum yapan kişiye ne hediye alınır?

Eskiden beri, yeni doğum yapmış anne arkadaşlarıma ne alacağımı bilemezdim. Bazen çok fazla seçenek var gibi görünüyor, bazen o çok seçenek, işe yarar ve kullanışlı aynı zamanda farklı bir şey alma isteğinden dolayı azalıveriyor. 

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Bakıcımız Değişti

Ege 6 aylık olduğunda ben işe başladım ve Ege’ye de gündüzleri bakıcımız bakmaya başladı. Herşey iyi gidiyordu, tam istediğim gibi bir bakıcı bulmuştuk ve içim rahattı. İşe başlarken, bize sadece bir sene için söz verebileceğini, sonra kendi bebeğine hamile kalmak istediğini ve hamile iken sağlığının çalışmaya ne kadar elvereceğini bilmediği için söz veremeyeceğini söylemişti.

24 Temmuz 2015 Cuma

Bebek Bakıcısını Nasıl Seçtim?

Ege daha doğmadan önce, hatta karnımda bile var olmadan önce, aklımda hep yeğeniminki gibi bir bakıcı fikri vardı. Ablamların, yeğenim için buldukları bakıcı, zamanla aileden biri haline gelmiş, hepimizin çok sevdiği özellikle de yeğenimin çok sevdiği bağlandığı biri olmuştu. Bu kızcağızın bizim için (yani daha doğrusu ablam ve yeğenim için) o kadar çok artısı vardı ki, ta o zamanlar bende “bir gün çocuğum olursa, ben de böyle bakıcı istiyorum, umarım bulurum” düşüncesi yerleşmişti.


23 Temmuz 2015 Perşembe

Ege’nin Yirmi Dördüncü Ayı

Ege’nin aylık gelişimini doğduğundan beri yazıyorum. Bu aylık gelişim yazılarında, hem fiziksel, hem bilişsel anektodlar bulunuyor ki ilerde unutursam buradan bakayım. Aslında kendim için yazıyorum yani, bir nevi arşiv niteliğinde. Yoksa ben bir çocuk gelişimi uzmanı veya bir doktor değilim, kaç aylık çocuğun neler yapması gerektiğini/yapabileceğini yazmıyorum. Sadece Ege bu ay şunları şunları yaptı, yapabildi diye yazıyorum. Kimse bu yazılarımı referans alıp kendi çocuğu ile kıyaslama yapmasın aman.

21 Temmuz 2015 Salı

Haftalık Menü #7

Geçen hafta, bayram haftası nedeniyle benim izinli olmam, şehir dışından ablamların gelmiş olması falan Ege'nin düzenini değiştirmiş olsa da sorun yaratacak şekilde bozmadı.  Sadece evde yemek yerine bolca dışarıdan beslendik :) Bu hafta eski düzene döndük elbette. Bu haftanın yemekleri şöyle:


20 Temmuz 2015 Pazartesi

Ege 2 yaşında! - Aile konseptli doğumgünü partisi

Evet oğluşum 24 ayını yani tam 2 yaşını doldurdu! Bebeklikten çıktı, resmi olarak bir çocuk artık. Gerçi o benim her zaman bebeğim olarak kalacak (en azından kalbimde) ama olsun :)

5 Temmuz 2015 Pazar

Ege 23 aylık

Ege’nin yirmi üçüncü ay yazısını bir türlü yazamadım, hem yoğunluktan hem tatile çıkmış olmamızdan ötürü. Çünkü gittiğim yerlerde internet pek de çekmiyordu ve zaten telefondan bloga yazı yazmak hiç akıl kârı bir iş değil.


Haftalık Menü #6

Geçtiğimiz haftanın ilk yarısında tatilde idik. Bu sebeple çok çeşitli yemek yiyemedi Ege, açıkçası ne bulursak onu yedi. Tatilde deniz ürünleri yemeyi seven bir aile olarak ona da çoğunlukla balık çorbası veya ızgara balık yedirdim. Onun dışında kaçamaklara da göz yumdum elbette. Ne de olsa Ege de tatildeydi :)


4 Temmuz 2015 Cumartesi

Bebekle Tatil Yaşasın!

Bu sene, Ege artık bebeklikten çıktığı ve çocuk olduğu için, daha çok onu oyalayabilecek aktivitelerin bulunduğu, ama aynı zamanda hala bir bebek olduğu için de uyku, yemek, düzen gibi belli ihtiyaçlarında özel ihtimama gereksinim duyduğu için, ona göre bir otel seçmek istedim. Biz eskiden karı koca küçük pansiyonları tercih eder, hatta gitmeden yer ayarlamaz, spontane yaşardık tatili. Ama bebekle gidiyorsanız böyle olmuyor tabii, pek çok şeyi önceden düşünüp hesaba katmanız gerekiyor.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Bebekle tatile çıkmak mı dediniz?

Nihayet izindeydim! Zaten kendimi çoooook ama çook uzun zamandır, izinli de olsam tatil yapmışım gibi hiç hissetmiyordum, Bodrum'a da gittik geçen sene 3 günlüğüne, yazlığa annemlerin yanına da gittik ama yok, ben bir türlü dinlenemiyor, kendimi "tatil" yapmışım gibi hissedemiyordum. Sonra 29 Ekim'de 4-5 günlüğüne Ege'yle birlikte ablamın yanına gittik ve biraz dinlenir gibi oldum evet ama yine de tatil sayılmazdı bu. Fiziksel dinlenme değil belki de ihtiyacım olan, belki sadece ruhumun dinlenmesi gerek, bilemiyorum. 

10 Haziran 2015 Çarşamba

Haftalık Menü #5

Bu hafta Ege'ye, damak tadı alışsın diye akşam yemeklerinin yanında çoban salata yapıp yedirmeye başladım. Biz salatayı çok seven bir aileyiz. Benim annem babam da öyledirler, yaz-kış salatasız sofraya oturulmaz. Benim de öyle bir alışkanlığım var bu yüzden. Ege tam olarak domatesi salatalığı çiğneyip yutamıyor diye, ona "kaşık salatası" tabir edilen, çoban salata malzemelerinin minicik minicik doğrandığı ve içine nar ekşisi de koyulduğu versiyonunu yapıyorum ve ana yemeği ile birlikte veriyorum. Ekşiyi oldu olası sever oğlum, ta karnımdayken canım hep ekşi yemek isterdi de, herkes "emin misin oğlan olduğuna, kız çocuk ekşi istetir" derdi :) Ama oğluş doğdu ve ekşi yemeye devam ediyor. Limon dilimi yalıyor da bir kere yüzünü ekşitmiyor şebek:) O yüzden limonlu, nar ekşili salatayı da bayılarak yedi.

Şimdi gelelim bu hafta Ege için yapılan ve yapılacak yemeklere:

3 Haziran 2015 Çarşamba

Anneye evde mutluluk var mı?

Aslında günün birkaç saati (böyle şimdiki gibi 12 saati değil elbette), evden uzaklaşıp çalışmakla ilgili bir derdim yok. Hatta bayağı da iyi gelir. İsteğim arzum da o yönde zaten. Ama mesela, beni hiç ilgilendirmeyen finansal verilerle değil de, beni mutlu eden şeylerle ilgili çalışmak istiyorum ben.

Haftalık Menü #4

Bir ara, yaptığım değişik ek gıda/başlangıç yemeklerinin tariflerini veriyordum. Ama artık 2 yaşına gelen bir bebek, hemen hemen her şeyi (patlıcan ve baklayı doktorumuz 2 yaşına kadar yasaklamıştı) yediğinden, sadece menü vermek yeterli olur, zaten değişik birşey yok, tarife gerek olmaz diye düşünmüştüm. Fakat bazen arkadaşlardan, "yahu yemeği yazıyorsun tarifini de yazsana" diyenler oldu. Ama ben yine de değişik birşey olmadıkça tarife gerek duymuyorum çünkü çeşitli yemek sitelerinde pek çok tarif var zaten. Bu siteler, benim de yemek yaparken başvurduğum siteler. Bir tanesi de gurmebebek. Bu sitelerden tarif bakabilirsiniz. Yine de özel olarak istediğiniz birşey olursa, yorumlara yazmanız ve istemeniz yeterli, hemen yazıveririm :) 

Bu hafta Ege için yapılan ve yapılacak yemekler şöyle:

2 Haziran 2015 Salı

2 Yıllık bebekli hayatımda en çok kullandıklarım

Ege iki yaşına geldi ve ben bu iki yıllık süre zarfında en çok kullandığım, en rahat ve severek kullandığım, en çok işime yarayan ürünlerin bir listesini yapmak istedim. Bunlar bence bebekli hayatta olmazsa olmazlar. Yine doğursam yine elimin altında mutlak surette bulundurmak istediklerim. Belki bazı yeni annelerin/anne adaylarının işine yarayabilir.


27 Mayıs 2015 Çarşamba

Haftalık Menü #3

Gündüz şirketten blogger'a giremediğim için menü yazıları sekteye uğradı. Ama geçen hafta ve bu haftayı aşağıda yazarsam, annelere fikir vermek açısından yararı olabilir diye düşündüm. İşte geçen hafta ve bu hafta Ege için yapılan yemekler:

ÇORBALAR:
  • Brokoli çorbası
  • Sütlü tarhana çorbası
  • Kıymalı domatesli arpa şehriye
  • Sebzeli ezogelin
  • Yayla çorbası
  • Kuru börülceli kara lahana çorbası

26 Mayıs 2015 Salı

Blogcuannelerin Blogcu Bebeleri Buluşması - Bir (BBBB-1)

Daha önce Blogcuanne'de eşzamanlı olarak gebelik günlüğü yazan göbekdaşlarımla buluşacağımızı söylemiştim. Çok güzel bir buluşmaydı, rüzgar gibi geçti. Geldik dinlenelim derken önce Ege hasta oldu, sonra bana bulaştırdı, hastalık benim alerjimi tetikledi falan, ben epeyce bir süre toparlanamadım. Bu esnada yazı falan da yazamadım malumunuz. Tabii, şirketin internet kısıtlarının artmış olması ve nedense blogger'a bile girilemiyor olması da bunda büyük bir etken. Çünkü evde pek bilgisayar başına geçemiyorum, işler güçler derken uykum geliyor. İş yerinde öğle aralarında yazabiliyordum, şimdi o da olmuyor :( Neyse n'apalım, mecburen evden daha sık girip yazı yazacağım artık...

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Ege 22 aylık!

Şaka maka doğan büyüyor! Ege 22 ayını bitirdi. Artık bebeklikten çıkıp bir çocuk olma yolunda. Zaten 2 ay sonra ona bebek değil çocuk diyeciiiz :)


6 Mayıs 2015 Çarşamba

Günlük koşuşturmalar

Epeydir yazamıyorum. Önce biliyorsunuz, göbekdaş arkadaşlarımla buluşmaya Gaziantep'e gittik Ege'yle. Sonra dönüşte valiz boşalt dinlenmeye çalış derken Ege hasta oldu. Ee bebeliğin şanındandır, bir yere gezmeye gidildi mi ille dönüşünde hasta olurlar. Epey yüksek ateş 3 gün sürdü, sonra da öksürük, burun akıntısı tıkanıklığı zor nefes alma derken bana bulaştırdı. Aynen ben de ateşlendim ve öksürük tıksırık, ana-oğul serildik kaldık. Neyse ki Ege'nin doktoru antibiyotik vermedi, gerek yok dedi. İlaç sevmeyen bir doktorumuz var.

24 Nisan 2015 Cuma

Blogcu Gebeler Buluşması

Yaklaşık iki yıl kadar önce, severek takip ettiğim Blogcu Anne'de bir duyuru gördüm. Gebeler, gebelik günlüğü yazmak isteyenler başvurabilir, diyordu. Yazmayı oldum olası çok severim. Hele de böyle çok okunan, çok sevilen bir platformda yazmak çok hoşuma gider diye düşündüm ve hemen bir mail attım. Elif'in ilk yanıtı kısaca, "başka 5 arkadaşı seçtim, ilgine teşekkür ederim" oldu. Daha sonra yazarlardan biri daha ilk yazısından sonra vazgeçince, Elif bana döndü, "bir kişilik açığım var, hala yazmak istiyor musun?" diye. Hemen atladım tabii teklifine. İyi ki de öyle yapmışım. Harika bir günlük serüveni oldu.
 

Haftalık menü #2


Bu hafta Ege için yapılan yemekler şöyle:

ÇORBALAR:
  • Brokoli çorbası
  • Tarhana çorbası
  • Kıymalı domatesli arpa şehriye
  • Sebzeli ezogelin

22 Nisan 2015 Çarşamba

Yaşasın kitap fuarı!

Eşimle her sene kitap fuarına gitmeyi çok seviyoruz. Bütün standları atlamadan tek tek gezmek, kitapları kurcalamak, bazen standda duran yazarlarla veya görevlilerle iki çift sohbet etmek bize keyif veriyor. Evlenmeden önce de giderdik, ben hamileyken de gittik ve geçen sene de... Geçen seneki burnumuzdan gelmişti desem yeridir.  Ege kalabalıktan hiç hoşlanmamış, son derece sıkılmış ve içeri girmemizin beşinci dakikasında çığlık kıyamet ağlamaya başlamıştı. Kendimizi nasıl dışarı attığımızı bilememiştik. 

20 Nisan 2015 Pazartesi

21.Ay

Ege’nin 21 ayı doldu. Sanki gelişim hızı, ilk aylarındaki kadar büyük değil. Sanırım bütün bebeklerde böyledir. Mesela hiç kilo almamış. Boyunu ölçmedim açıkçası ama belki yedikleri boyuna gitmiştir. Neredeyse 3 aydır aynı kiloda. Olsun, kilo almasına takılmıyorum, çünkü maşallah alması gereken gıdaları öyle böyle bir şekilde alıyor. Et grubu, süt grubu, tahıllar ve sebze meyveler.

 

18 Nisan 2015 Cumartesi

Haftalık Menü

Bu hafta o kadar yoğundum ki, sayfamı açıp da yazı girecek zamanım olmadı. Günlerin nasıl geçtiğini bile anlayamadım yani, o derece. O sebeple günlük menülerimizi yazma işi sekteye uğradı. Mecburen bu hafta, haftalık olarak yazacağım. Aslında bu vesileyle de sizlerden bir geribildirim alacağımı umuyorum. Günlük olarak mı daha iyi oluyor, daha çok işinize yarıyor, yoksa günlük yazınca çok sıkıcı oluyor, haftalık daha mı iyi geldi? Bu yazının altına fikirlerinizi yazabilirseniz, ben de bundan sonra çoğunluğun isteğine göre şekillendireceğim bu bölümü. Şimdiden teşekkür edeyim hepinize :)

13 Nisan 2015 Pazartesi

Günün Menüsü #10 ve #11

EGE'NİN HAFTASONU MENÜSÜ

Haftasonu için 2 ayrı menü yazmıyorum, uzun ve sıkıcı olmasın diye. Bu yemekleri 2 günde sırayla karışık olarak yedi (yani her öğün, yazdığım yemeğin hepsini yemedi tabii ki).

Öğlen:
  • Sebzeli kırmızı mercimek çorbası
  • Karışık sebze türlüsü (kıymalı)
  • Haşlanmış tavuk

10 Nisan 2015 Cuma

Anne Zamanı

Bilirsiniz, bu "annelik alemi"nde çok meşhur bir Tracy Hogg abla vardır. Ablamız, e.a.s.y. diye bir metottan bahseder kitaplarında. "Bebeği doyurcan (E:Eat), bebeyle oynıycan (A:Activity) , uyutcan (S:Sleep) ve kendine zaman ayırcan (Y:Your time)" şeklinde. Fakat pek çok yeni anne için bu "kendine zaman ayırma" kısmı gerçekçi olamaz nedense. Kocaların, anaların "bebek uyuduğunda sen de uyu ne var ki" dedikleri, uyursanız yemek dahil evde başka hiçbir işin olmadığı, onları oldurayım derseniz de uykusuzluk yorgunluk ve stresin garanti olduğu bir zaman diliminden bahsediyorum.
 

Günün Menüsü #9

EGE'NİN BUGÜNKÜ MENÜSÜ


Öğlen:
  • Yayla çorbası
  • Pazılı yeşil mercimek

9 Nisan 2015 Perşembe

Günün Menüsü #8

EGE'NİN BUGÜNKÜ MENÜSÜ


Öğlen:
  • Yayla çorbası
  • Zeytinyağlı rezene

Sayılar

Ege bu sıralarda sayılara taktı kafayı. Asansörde inip çıkarken zaten rakamları görüp coşkuyla söylüyordu. Bir de kendi parmaklarıyla saymayı öğrenmiş, babası "Ege say" diyince hemen o miniminnacık parmaklarını tek tek çıkarıp sayıyor. Tabii henüz 3'e kadar :))))

8 Nisan 2015 Çarşamba

Günün Menüsü #7

Dün kendimiz için yaptığım şevketibostandan Ege'ye biraz tatıracağımı söylemiştim. Nedense sevmeyeceğini düşündüğüm için az verdim. 2-3 lokma aldı ama pek de sevdiğini söyleyemeyeceğim. "Anne bu ne yaa, ne verdin ağzıma" der gibi baktı suratıma. Ama enginarı sevdi. Yaşasın çünkü enginar çok faydalı! :) Geçenlerde de enginarın çorbasını yapmıştım. Onun da tarifini paylaşırım dileyen olursa.

7 Nisan 2015 Salı

Günün Menüsü #5 ve #6

Ege için yapılan bir yemeği, o gün akşam ve ertesi gün öğlen yiyor. Genelde ikinci güne kalan bir yemek vermemeye çalışıyorum mecbur kalmadıkça. Taze yediriyorum. Ondan artan yemekleri biz yiyoruz :) Balığı sade yemeyi sevmediği için balık çorbası şeklinde yediriyorum. Misal karnabaharı da öyle. Bazı şeylerin formunu değiştirerek yedirebiliyorum. Bir sebzeyi bi şekilde yemediyse başka şekilde pişirerek deniyorum. Yine de yemiyorsa ısrar etmiyorum, demek ki sevmiyor çocuk o sebzeyi, ne var yani.

5 Nisan 2015 Pazar

Günün Menüsü #4

Birkaç gündür Ege'nin menüsünü yazıyorum ama bu demek değil ki, Ege her gün hepsini yiyor bu menüdekilerin. Bazen öğünlerdeki yemeklerin birini yiyor diğerini yemek istemiyor ya da bu akşam olduğu gibi yiyor güzelce ama sonra kusuveriyor, herşey boşa gidiyor. Belli olmuyor yani, çocuk sonuçta. Bir yanlış anlaşılma varsa, gidereyim istedim. Şimdi gelelim menümüze:

EGE'NİN BUGÜNKÜ MENÜSÜ:

Öğlen:
  • Karnabahar çorbası
  • Kıymalı pırasa
  • Yoğurt


4 Nisan 2015 Cumartesi

3 Nisan 2015 Cuma

Günün Menüsü #2

EGE'NİN BUGÜNKÜ MENÜSÜ:

Öğlen:
  • Et sulu şehriye çorbası
  • Zeytinyağlı barbunya yemeği
  • Yoğurt

2 Nisan 2015 Perşembe

Günün Menüsü #1

Epeydir böyle bir bölüm hazırlamak istiyordum. Bebeği olan arkadaşlarımdan sık sık "sen Ege'ye ne pişiriyorsun, ben değişik bir şeyler bulamıyorum" sorusunu duyuyorum. Ben de günlük olarak menümüzü yazmaya karar verdim. Ege'ye o gün hazırladıklarımı yazacağım.

25 Mart 2015 Çarşamba

Oyunbaz Masalcı: Anne - 2

İzmir'de, öyle İstanbul gibi her an her dakika bir etkinlik olmuyor. Tabii ki pek çok küçük şehre göre daha iyidir, şimdi küçük şehirlerde yaşayanlar "e peki biz n'apalım?" demesinler, haklılar ;)
Bu yüzden bir etkinlik haberi aldığımda, şartlarım da müsaitse, katılmaya gayret ediyorum. Hele de Ege biraz büyüdüğünden beri, en azından babasının uyutabilmeye, yedirebilmeye başlamasıyla birlikte, akşam organizasyonlarına katılma şansım arttı. İşte dün gece de böyle bir etkinlik vardı: Çocuğuma Nasıl Hikaye/Masal Okumalıyım?

Oyunbaz Masalcı: Anne - 1

Anlatıyorum biliyorsunuz, Ege'ye doğum öncesinden başlayarak kitaplar alınmıştı. Neredeyse 2 aylık olduğundan beri de, kitaplarıyla iç içeyiz. İlk kelimelerim, bebeğimin ilk kelimeleri yok efendim ilk yüz kelime, sayılar, hayvanlar, renkler vesaire bir dolu resimli kitabı var. Bu kitaplardaki gerçek nesne fotoğrafları, Ege'nin ilgisini çekmeyi her zaman başarmış, hatta yolculuklarda hayat kurtarıcı olmuştur. 
 
 

18 Mart 2015 Çarşamba

Ege 20 aylık

Vay bee, 20'li aylara geçtik ha? Doğduğu gün dün gibi aklımda :) Miniminnacıktı, daha mememi bile tutamıyordu. Elleri, parmakları minicikti. Şimdi o günlere oranla kocaman oldu. Bundan 1 sene sonra ise bugünler için "o zamanlar minicikti" diyeceğim tabii.

12 Mart 2015 Perşembe

Mest

Bebeklerin ve çocukların uyku konusu hiçbir zaman yüzde yüz hallolmaz sanırım. Mutlaka ya düzenleri değiştiğinde, ya hasta olduklarında, ya daha çok ilgiye ihtiyaç duyduklarında anneyle veya babayla uyumak istiyorlar.

11 Mart 2015 Çarşamba

Dünyanın en güzel sesi

Dünyada duyduğum en güzel ses nedir bilir misiniz? Oğlumun nefes alış verişinin sesi… Neden bilmiyorum, (aslında biliyorum da burada anmak istemiyorum, saygımdan) bebeğimin nefes sesini duyamazsam içim rahat etmiyor, her gece yada gündüz uyurken zırt pırt odasına dalıyorum, eğilip nefesini dinliyorum. Bunu defalarca yapıyorum. Sabah uyanınca ilk kontrol ettiğim şey yine bu ses. Sanki ben bakınca ne olacak ki? Allah korusun ama olacağı varsa yine olur. Kontrol edince bir şey mi değişecek? Ama işte, anne yüreği demek ki, o sesi duymayınca içim rahat etmiyor, yüreğim sıkışıyor hatta.


9 Mart 2015 Pazartesi

Ege'nin Şarkıları

Ege de her bebek gibi müziğe karşı çok duyarlı ve şarkıları çok seviyor. Ege'yle birlikte biz de çocukluğumuza dönüş yaptık ve pek çok çocuk şarkısını hatırladık. Bu durum açıkçası eşimin de benim de pek bi hoşumuza gitti.
 

26 Şubat 2015 Perşembe

Ege için kitap listesi

Ege için pek çok kaynaktan kitap araştırıyorum. Kaynaklarım neler mi? Pek tabii ki tecrübeli anneler ve sağolsunlar bloglarında yazdıkları yorumlar. Bir de instagram elbette. Tabii bir de formal bir kaynağım var ki, onu bilmeyeniniz sanırım yoktur, BDK. Yani bir dolap kitap. Kitap kapakları Banu ve Yıldıray ile çekmecelerin, sosyal medyadaki yayın organı diyebilirim. Yeni doğandan 12 yaş üstü çocuklara kadar geniş bir yelpazede çocuk kitabı tanıtıyorlar. Açıkçası çokça faydalandığım bir site.

25 Şubat 2015 Çarşamba

Ege 19 aylık

Ege bu ay 19 aylık oldu. 24 ayını tamamlayıncaya kadar her ayki gelişimini yazmak istiyorum. Sonra artık bence bebeklikten çocukluğa terfi edecek ve gelişim hızı eskisi gibi büyük olmayacak, sıçramalı gelişme göstermeyecek. O yüzden gelişimini aylık takip etmeye gerek kalmayacak.

24 Şubat 2015 Salı

El Ayak Ağız Hastalığı


Geçenlerde hani Ege'nin zırt pırt kustuğundan bahseden bir yazı yazmıştım. Ondan birkaç gün sonra, bir akşam, yemeğini yedirmek için yine oturttum mama sandalyesine ve öncelikle bir kaşık yoğurt verdim. Yoğurdu sevdiği için genelde açılışı yoğurtla yapıyorum. Ama yoğurdu bile öğürünce kızdım, "eee Ege ama yaa insaf, yoğurt bu bee! Bunda ne buldun öğürecek?" dedim çocuğa.  Valla dedim  :( Üzgünüm :(

21 Şubat 2015 Cumartesi

Bugünlerde...

Epeydir yazamıyorum birşey. Önce çok yoğunluktan yazamamıştım. Sonra ise...sonrası malum...Özgecan....

1 Şubat 2015 Pazar

Ege'nin Kitapları

Ege’yle kitap okuma maceramız başlamıştır, vatana millete hayırlı olsun!

Ege’ye henüz doğmadan önce “Bebeğimin İlk Kelimeleri” kitabını almıştım. Teyzesi de doğuma geldiğinde 2 minik kitap almıştı. İlk zamanlar, benim aklıma gelip de kitapları ortaya çıkarmadım. Bebeğin bakımına alışmaya çalışıyordum. Zaten emzirmek, süt sağmak, sütümü artırma çabaları, neredeyse tüm zamanımı ve ilgimi alıyordu. Bir gün Ege 2 aylıkken, ve biz evde başbaşa iken aklıma geldi bu kitaplar. Aldım elime, Ege’ye göstermeye başladım. Ege’nin kitaplarla tanışması bu şekilde oldu.

26 Ocak 2015 Pazartesi

Bebesini aç bırakan annenin vicdan azapları


(Dikkat: Yazı, çok sayıda kusma kelimesi içermektedir, midesiyle problemi olanlar okumayıversinler bi zahmet. Teşekkürler.)

Ege yine son birkaç haftadır, ne yese kusuyor (neredeyse yani). Ha kusuyor da bu çocuk nasıl 13 kiloya geldi be kadın, diyebilirsiniz. Deyin. O kusuyor ben tekrar yediriyorum. Valla yediriyorum n’apayım sinmiyor içime. Hem ben bıraksam Ege bırakmaz, acıkıp da kan şekeri düştü mü ortalığı birbirine katar. Babası kılıklı!

20 Ocak 2015 Salı

Ege 1,5 yaşında!

Ege artık 1,5 yaşında. "Şu kadar aylık" demektense artık böyle diyorum, "oğlum 1,5 yaşında". Amma da büyütüyorsun diyebilirsiniz ama gerçekten bir anne için doğurduğu, mini minnacık olan, emzirirken tek bir koluna sığan yavrusunun büyüdüğünü görmek son derece duygusal. Kadınlar anne olunca bu yüzden ağlak oluyorlar galiba :) 

19 Ocak 2015 Pazartesi

Mutlu Anlar Diyarı

Bugün Ege'yle yine bir anne-oğul günü yaşadık. Çok seviyorum bu tip günleri. Haftasonları genellikle ailece vakit geçiriyoruz. O zamanlar da çok güzel. Ama hep bir koşuşturma oluyor.

15 Ocak 2015 Perşembe

"Diken Üstünde Annelik Yapmayalım"

Başlıktaki bu cümle, Aylin Anne'ye ait. Aylin Anne, pek çoğunuzun tanıdığı gibi, çok yönlü bir kadın. Hem anne, hem özel bir öğretmen, hem seminerler verip anneleri, velileri yönlendiren, onlara yardım eden bir rehber, hem hurriyet.com.tr yazarı, hem blog yazarı, hem de buradan bir tüyo vereyim, şu sıralar bir kitap yazıyor. 

8 Ocak 2015 Perşembe

Ege ile Kaliteli Zamanlar

“Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın dakikası değil, kalitesi önemli” dediler son yıllarda hep çalışan anneye. Çalışan anne, çocuğu özledikçe, düşündükçe, üzüldükçe ve vicdan azabına girdikçe tekrarlayıp durdular bu cümleyi. Kitaplar, makaleler yazıldı, çizildi. Peki neydi bu kaliteli zaman dedikleri?

6 Ocak 2015 Salı

İlk Ayrılık

Geçen ay, şirketimizin şehir dışında bir gece konaklamalı düzenlediği toplantıya katılmam gerekti. Yılda birkaç kez böyle organizasyonlar yapılır aslında, şirket bütünlüğü, kaynaşma, iletişimi kuvvetlendirme vs adına. Ben doğum iznindeyken başladı bu tip organizasyonlar. Ben işe başlayınca da hep emzirdiğim için kaytarmıştım. “Sabah geleyim akşam döneyim, oğlumu emziriyorum, bensiz uyuyamaz” diyerek katılmadım hiçbirine. Neyse ki o konuda anlayışlı davrandılar da, sıkıntı yaşamadık.

2 Ocak 2015 Cuma

Biraz da benden yeni yıl dilekleri

Her yerde geçtiğimiz yılla ilgili iyi/kötü haberler ve yeni yılla ilgili güzel dilekler, yazılar var. Gazetelerde, köşe yazarlarının yazılarında, bloglarda, facebook'da twitter'da instagram'da, telefon mesajlarımızda, whatsapp'ta.... Her şey iyi hoş. 2014'ün rezilliklerine üzülüyoruz ve inşallah bundan sonra böyle olmaz, inşallah 2015 güzel geçer şöyle böyle diyoruz. Tüm bunları, 2013'ü uğurlayıp 2014'ü karşılarken de söylemiştik. Maalesef pek çoğu olmadı. Yine mi olmayacak acaba dilekler?...