Lilypie Fourth Birthday tickers

7 Ağustos 2017 Pazartesi

Ege Büyüyor

Maalesef yine uzun bir aradan sonra, şükür kavuşturana! Şirkette blogger'ın blokesi kaldırılmış a dostlar, müjdemi isterim! :)

Yine en son şubat ayında yazmışım, Ege 3,5 yaşındayken, şimdi 4 oldu. Ona göre "çook büyük bi abi" oldu :) Şu sıralarda ise, yaşını çok iyi bildiği halde ısrarla, ben 5 yaşındayım dimi anne? deyip duruyor. Çocuklar hep büyümek ister, büyükler de "yaşını göstermemek" :)))


Hiç durmadığı için her seferinde flu çıkan çocuk fotoğrafı :)
Daha önceki postlarda bahsedip bahsetmediğimi artık hatırlayamadığım için, şu an aklıma gelen herşeyi yazacağım. Bu sene Ege'yi kreşe vermiş olmamızla başlayalım o halde. Aslında 3 yaşında kreşle tanışması hiç kafamızda yoktu. Nasıl olsa bakıcımız var, birlikte güzel de vakit geçiriyorlar sıkılmadan, ne gerek var şimdi boşuna çocuğu başka ortama sokmaya, mikrop alıp hasta etmeye, diyorduk. Gelin görün ki, Ege'nin bir takım iletişim farklılıkları, hırçınlıkları falan bizi bu yola soktu ister istemez.

Kreşten önce aslında çok güzel pıtır pıtır konuşuyordu, çok sevimli oluyordu ama ters bir şekilde. Yani, bizim ona söylememizi istediği şeyi, bizim ağzımızda kendisi söylüyordu. Mesela susayınca "susadım, su ver" demiyordu da, gelip bana "susadın mı? su ister misin?" diye soruyordu. Ben alışmıştım ve anne olarak tabii, her çocuğu annesi anlar  ya, çok rahatlıkla anlıyordum. Ama parkta orda burda karşılaştığı kimse onu anlamıyordu, tabii bu da anlaşılmamanın verdiği stres-sinire sebep oluyordu. Kendini ifade edemeyince öfke krizlerine dönüşüyordu. Hırçınlıkları aşırı artmıştı. Biz de sonunda kreşe vermeye razı olduk. Gerçi ben tüm gün vermek istemedim işte, hem bakıcımızla zaten zaman geçiriyor, onunla yine evde uyumaya devam etsin dedik, hem de birdenbire hiç bilmediği ortamın içine pat diye atmayalım kademeli geçiş olsun, alışsın dedik. Yarım gün verdik, sabahtan kahvaltı sonrası gitti, yaklaşık 2,5-3 saat kalıp öğle yemeğini de orada yiyip geldi. Evde öğle uykusunu uyudu, uyanıp bakıcıyla oyun oynadılar ve bütün sene böyle geçti. Şu an  yaz tatilinde, 2 ay gitmiyor.

Tabii ki kreşin ilk senesi olması sebebiyle neredeyse bir hafta dolu bir hafta boş şeklinde hasta oldu-olduk. Ege hasta olunca ya bakıcımız ya ben, bazen de ikimiz birden hasta olduk. İşte, önceki postta da anlatmıştım ya, ben de bişey yiyemiyordum evde, benim de bağışıklığım iyice düşmüştü. Ege hasta biz hasta. Tam dört kez antibiyotik içmek zorunda kaldı :( maalesef. Sonra bir ara zatürre olduk tüm ev halkı. Aman neyse geçti bitti, çok şükür.

Kreşten sonra konuşması oldukça düzeldi. Artık kendini çok güzel ifade edebiliyor. Hatta o kadar çok ifade ediyor ki, "oğlum n'oolur biraz sus da senin çenen dinlensin, bizim de kulaklarımız" diyoruz :) Ben de küçükken gevezeymişim ama annemle babam dediler ki, ben bile bu kadar değilmişim. Ama tabii ki şikayet etmiyoruz, varsın istediği kadar konuşsun çocuk.

O bir dönemki aşırı hırçınlıkları da azaldı haliyle. Şu ara 4 yaş sendromlarını yaşıyoruz gerçi. İnat seviyesi hat safhada. Aşırı ötesi aşırı hareketli. Yemek yerken bile bir dakika durmuyor yerinde. Kreş psikoloğu, Ege'nin yaşadığı sorunlarda, benim sınır koyamama problemimin rolü olduğunu söylemişti. Ben de Çocuğunuza Sınır Koyma diye bir kitap buldum okudum. Belki de sonuna kadar bir çırpıda okuyup bitirebildiğim tek ebeveyn kitabı diyebilirim. Bu kadar akıcı, bu kadar pratik bir kitapmış, keşke daha önce rastlasaymışım. İçindeki bilgilerden çok faydalandım, gerçekten bende, eşimde ve Ege'de çok işe yaradı, hayatımız bir nebze daha kolaylaştı. En azından artık sözümüzü dinletebiliyoruz (yani çoğu zaman). Kısaca bahsedeyim, (çocuğa ödül-ceza yönteminin kullanılmaması gerekiyor ya hani, artık her yerde bas bas bağırıyorlar) işte bunun yerine çocuğun yaptığı/yapmadığı şeylerin bedelini ödemesi ve kendisinin farkına varmasını esas alan bir davranış şeklini anlatıyor. "Ceza değil, bedel ödeme" mottosu yani ;)

Bizden şimdilik haberler böyle. En kısa zamanda görüşmek üzere.

Sevgiler


7 yorum:

  1. Kreşin ilk yılları ne yazıkki böyle hastalıklarla geçiyor. Bu yılın sizin için daha iyi geçmesi dileğiyle ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyle maalesef. Çok teşekkürler, bağışıklık sistemi daha güçlendiği için, benim de umudum bu seneyi daha rahat atlatacağımız yönünde :)

      Sil
  2. Benim fındık 18 aylıktan beri kreşde...aynı kreşte hemde.. hastalıklar ve suçluluk duygusu dışında çok faydasını gördüm. Sosyallik iyi geliyor fındıklara..
    Belki bir ara kitaptan da alıntılar yaparsın :)
    sevgiler
    http://loveandsmile.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Aslıcım! Kubi bu sene anasınıfı, seneye ilkokul olacak değil mi? Sosyallik, kurallara uyma, başkalarına saygı gösterme, birlikte oyun oynama yemek yeme vs gerçekten iyi geliyor bence de. Kendileri çok hoşnut olmasalar da, bir evin bir çocuğu olup krallar gibi yaşama alışkanlıkları sekteye uğruyor olsa da onlar için iyi şeyler bunlar. Bu yüzden ben de ikna oldum kreşe vermeye. Yoksa bu sene başlatmayı düşünüyordum normalde.
      Kitabı bir ara yazacağım evet, istiyorum. Ama o kadar basit ve pratik bir kitap ki, istediğim gibi yazıp alıntı yaparsam "full spoiler" olacak :))) Bakalım ne zaman fırsat bulacağım? :)
      Sevgiler!

      Sil
    2. Kubilayı yine aynı kreşe devam ettiriyoruz. erken okula vermeyelim dedik ve bu eylül değil öbür eylül okula başlatıcaz..dire ilkokula başlıycak gideceği okul bile belli değil zaten vışşş en zor kısım..o zaman düşünürüm dedim çıktım işin içinden ... :)

      Sil
  3. Hoşgeldin Pelin!!! Özlemiştim Ege'yi, gerçekten de aklımdaydınız. Bu sene bizim de hastalıklarla dolu geçti ama geçti işte.. Ne hızlı geçiyor yaaa.. Çok çok yaz e mi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Ceren'cim :) Ben de özledim valla, epeydir yine blog dünyasından uzak kalmıştım, ben de dün açtım seni okudum :) Daha sık görüşelim şekerim :)

      Sil