Bu hafta bebişimizle çok güzel bir hafta geçirdik. Artık hareketleri iyice belirgin olmaya başladı. Dışarıdan bile rahatça tekme ya da yumrukları farkedilebiliyor. Bazen uzun süre kımıldamazsa içimden "hadi bebğim bi kımılda" diyorum duyuyormuş gibi bi yumruk sallayıp sonra yine uykusuna devam ediyor. Fakat doğumgünümden 1 gün önce hiçbir şekilde kımıldamadı. Gündüz çok üstüne düşmedim, zaten gündüzleri daha az hareket ediyor, sanırım ben hareketli olduğum için beşik etkisi yaratıyorum yavruya. Ama akşam oldu, yemek yedim, dinlenmeye geçtim ama bizimkinden tık yok. Bir süre daha geçip hala kımıldamayınca endişemi Tolga'ya söyledim. O da hemen kulağını göbeğime dayadı ve dinlemeye başladı. Uzun bir süre sonra "su sesi geliyor" dedi. Doktoru arasak mı filan derken, sabah olsun hala kımıldamazsa arayalım dedik ve bir süre sonra Tolga tekrar kulağını dayadı göbeğime ve "kımıldadı" dedi. Sanırım beni rahatlatmak için öyle söyledi çünkü ben hissetmemiştim.
Ertesi günü doğumgünümdü ve sabah güne bebeğimin hareketleriyle başladım! Meğer bebeğim enerjisini annesinin doğumgününe saklıyormuş :) Bütün gün boyunca hiç ama hiç durmadan nasıl hareketler, sanırsınız takla atıyor içerde! Bir gün önce beni endişelendiren meleğim, bir gün sonra beni en çok keyiflendiren minik bir insancık oluverdi. Hayatımın en güzel doğumgünüydü.
Haftasonu Tolga'nın teyze kızının düğününe gittik. Bebişimi maalesef biraz yormuş oldum. Çünkü kuafördü, hazırlanmaktı, kayınvalidemlere gidip onları da alıp Urla’nın uzak bir bölgesine patika gibi yollardan sarsıla sarsıla gitmekti derken, daha düğün yerine ulaştığımızda biraz yorulmuştum. Üstüne çook gürültülü müzikler de eklenince, bebişim de hayli yoruldu. Hani o ritimler kalbinizde atıyormuşçasına patlar ya, hissedersiniz, işte bana sanki karnımın içinde patlıyormuş da bebeğim korkudan titriyormuş gibi geldi. Bilmiyorum belki de bana öyle geldi ve onu o ortamdan çıkaramadığım, onu koruyamadığım için üzüldüm. Biliyorum benim kulaklarımın duyduğu kadar duyamıyor henüz, içinde bulunduğu sıvı onu koruyor ama yine de saçma bir refleks olarak bütün gece şalımı göbeğime örtüp elimle de güzelce kapattım ve göbeğimi okşadım. Gece 12′ye doğru kayınvalidemlere döndüğümüzde, şehirdışından gelen misafirleri ağırladık bir de üstüne üstlük. Evimize vardığımızda saat 1′di ve pestilimiz çıkmış vaziyette uyuduk. Öyle ki, pazar günü bile evden çıkmadan sürekli dinlendim. Oğluşum da akşama doğru kendine geldi ve kıpırdanmaları yine başladı.
25.haftada doktor teyzemizle kontrolümüz var. Bir de şu meşhur şeker yükleme testi. Umarım herşey yolunda gider ve haftaya güzel haberler verebilirim. Görüşmek üzere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder