Lilypie Fourth Birthday tickers

18 Temmuz 2014 Cuma

Ege 1 yaşında!

Oğlum bir yaşında! Evet, gerçekten göz açıp kapayıncaya kadar geçti zaman ve 12 ayı geride bıraktık. Ne kadar güzel, ne kadar dolu dolu, ne kadar coşkulu, mutlu, huzurlu, ama bir o kadar da yorucu, endişeli geçti… Ama geçti! Başarı ile atlattık bu ilk yılımızı. Kendimizi tebrik ediyorum :)


Bu ay çok ilerleme kaydetti Ege. Sanırım bir büyüme atağı yaşadık. Boyu uzadı, kilosu epey arttı. Çok uzun zamandır 100 gram civarı falan alıyordu bir ayda, bu ay tam 590 gram almış, 10.670 gr olmuş. Boyu 77 cm olmuş. Persentil değerleri ortalamalarda. Çok iri bir bebek değil, normal. Artık yaşını geçtiği için yiyeceklerin çoğu serbest. Ama bu konuyu yiyecek-içecek yazısında yazacağım.


Bu ayki gelişmelerinin başında tabii ki sürekli yürüme isteği geliyor. Ege bir saniye bile durmadan sürekli yürümek istiyor. İlk başlarda iki eliyle elimizden tutup yürüyebiliyordu ve sürekli emekleyerek yanımıza geliyor, sırtını bize dönüyor ve ellerini kaldırarak “ıııh aaah” falan diyor, “beni yürütün ülennn” diye bizi kaldırıyordu. Sonraları biz tek elimizi verip tekini vermemeye başladık ve şu anda tek eliyle tutarak da güzelce yürüyebiliyor ama kendi kendine henüz yürüyemiyor. Doğum gününden iki gün önce, yani 13 Temmuzda, sırtı koltuğa yaslanmış halde dururken bana doğru bir adım attı kendi kendine, ve bu onun tutunmadan attığı ilk adımdı. Daha sonra ertesi gün bakıcısıyla oynarken 2-3 adım daha atmış kendi kendine. O günden beri de önce sırtından bir destek aldıktan sonra, bana gel diye kollarımı açıp ona gülümsediğimde o da gülerek 2-3 adım atabiliyor. Ama şimdilik bu kadar. E daha n’oolsun, dimi? :)


Ege küçücükken ona aldığım oyuncaklardan birisi bir duba ve ona geçen 5 tane renkli halka oyuncağı idi. İlk günden beri bu oyuncağını çok sever ama tek yapabildiği biz halkaları geçirince, tek tek veya hepsini birden dubadan çıkarmaktı. Bu ay o minik elleriyle halkaları itina ile tutarak güzelce dubaya geçirebiliyor. Ve bunu her seferinde başarıyla yapabiliyor.


Minik arabalarla oynamaya başladı. Erkek milleti işte anacım, ta bebeklikten belli, arabaları seviyor bunlar. Valla benim aklıma gelip de gidip o minik metal arabalardan almış değilim, ne yalan söyleyim. Ablasının (evet, 10 yaşında bir kız çocuğu ama arabaları var hem de bir seri, eh Cars filmi sağolsun) odasını kurcalarken buldu ve sevdiği için ben de bütün arabaları çıkarıp ona verdim. Hepsiyle oynuyor. O minik elleriyle yerde sürüyor, azcık poposundan ittirince kendi kendine gitmelerine bayılıyor. Hemen emekleyerek arabaların peşinden gidiyor ve yine arabanın arkasına hafifçe vuruyor, giden arabayı seyrediyor.


Bir de yine en sevdiği aktivitelerden birisi, her boy arabasını ya da tekerlekli oyuncağını eline alıp, diğer elinin işaret ve orta parmağıyla tekerleklerini son hız döndürmek. Çok gülüyor buna, trafikte giderken bile canı sıkıldığında veriyorum eline bir araba, tekerlerini çevirip duruyor yol boyu.


Şekilleri öğretme amaçlı bir oyuncağı daha vardı, ama ilk zamanlarda sadece şekillerin canlı renkleri ilgisini çekiyor ve onları kemirmek istiyordu. Sonraları kutusunu alıp içindeki şekilleri boşaltmayı öğrendi, biz dolduruyorduk o hoop boşaltıyordu. Bu ay, şekilleri kutunun içine atmayı öğrendi önce. Hepsini alıyor sırayla kutuyu dolduruyordu. Şimdi ise kutunun şekilli kapağını kapatıyoruz, doğru deliklerden doğru şekilleri geçirerek kutuya atmayı başarabiliyor. Yani mesela yuvarlak şekli veriyorum ve nereden atacağını gösteriyorum, alıp oradan geçirebiliyor. Yıldızı veriyorum eline, yıldız boşluğunu gösterince ne yapıp edip o boşluktan geçiriyor. Sonra da alkışlıyoruz kendisini birlikte. Aaa tabii, bu ay bir de alkış yapmayı öğrendi! Nihayet :)


Ablasının jenga blokları şu sıralar en sevdiği oyuncaklardan biri. Ben blokları üstüste diziyorum o zevkle yıkıyor. Özellikle de yıkılınca ses çıkarsın diye halısız alanda oynamak istiyor. Sürekli blokları bir kovaya dolduruyor boşaltıyor. Kovayı kendi kafasına geçiriyor (boşken) ve kovayı çıkarıp bizim ce-eeee diye bağırmamızı bekliyor. Çok gülüyor biz ona ce-eee diye bağırınca.


Kalın sayfalı kitaplarının sayfalarını önceden de çok rahat çeviriyordu. Şimdi normal kitapların bile sayfalarını teker teker çok güzel çevirebiliyor. Evet anlaşıldı, bu ay ince motor gelişimi iyi gitmiş Ege’nin.


Kitaplarına hala bayılıyor ama genelde okuyamıyorum çünkü daha ben bir satır okuyamadan o elimden alıp evirip çevirmeye başlıyor. Ben de bırakıyorum istediğini yapması için. Çünkü böyle böyle sevecek kitapları. O minicik elleriyle tutup arkasını çeviriyor bakıyor, tekrar önünü çeviriyor, sayfalarını itina ile tek tek açıyor baştan sona, sondan başa…Sonra hepsini tekrar yapıyor. Arada da ağzına götürüp tadına bakıyor :)


Söylediği anlamlı ve anlamsız kendine has kelimeleri var. Anne, baba, dede’yi çok güzel söylüyor. Onun dışında dit kaa guu gııı khıı dadada kaka disss aaa uuu gibi kelimeleri var. Haa gülmeyin, elbette bunlara kelime denmeyeceğini biliyorum ama o kendi çapında konuşuyor bizimle ve aslında hep aynı şeylere aynı sesleri çıkarıyor. Bir şeye biz gııı desek bile o özellikle guu diyorsa asla vazgeçmiyor ve guu diyor. Mesela hayvanları gösterirken ben kurbağa diyorum o guu diyor. Nerde dinozor diyorum gııı diyor. Kurbağa? Guu. Dinozor? Gıı. Aslan/kaplan? Khııı (hani kükreme sesine benzer). Lazımlığı görünce khaa ya da kakaaa. Babasının gelmesini ya da gitmesini istediğinde, bababababadissss. Canı acıdığında, anniii ya da ınniiii. Karnı acıktığında aaaaaaa!!!!


Bir de kapıları açmayı öğrendi bu ay. Odasında kapı kapalı (tabii dili geçmemiş halde) ise ve salona gitmek istiyorsa beni elimden tutup kaldırıyor, kapıya yaklaşınca bir elimi bırakıp kapıyı dikkatlice açıyor sonra tekrar elimi tutuyor. Veya salondan odasına mı geldik, kapı eşiğinden geçince yine tek elimi bırakıyor arkasını dönüyor, kapıyı kapatıyor ve tekrar elimi tutarak yürümeye devam.


Dün ilk defa keçi sütü tattı. Huysuzluğundan mıydı, diş mi çıkaracak derdi mi var yoksa sadece uykusu gelmişti de canı mı istemedi bilmiyorum ama sadece 10 cc içti. Ben de bıraktım ne yapayım içmesin dedim. Bugün bakıcısına süt ver mama yerine dedim. Vermiş ve bizimki 70 cc kadar içmiş sabah. Yavaş yavaş alışacak. Zaten zart diye kesmeyeceğim mamayı, az mama az süt, yumuşak geçiş yapmayı planlıyorum. Doktorumuz da “yeteri kadar peynir yoğurt yiyor mu kefir içiyor mu o zaman süte çok gerek yok, zaten 400 cc’yi geçmesin içtiği miktar” dedi. Yoğurt kefir çok içtiği günler süt vermesem de olur zaten Ege kendisi o kadar güzel ayarlıyor ki, bazen yoğurt çok istiyor, veriyorum, o akşam mama içmiyor kesinlikle. Bazen de kefirinden bir yudum bile almıyor ama o akşam mamayı çok içiyor. Yani kontrolü biraz da bebeklere bırakmalı aslında.


İşte böyle. Ne günlerden ne günlere geldik. Daha da gelişimi devam edecek elbette. Ama bu ilk yıl benim için hem bir alışma süreci hem de muhteşem duyguları yaşadığım çok güzel ve özel bir yıldı. Ben çok keyif aldım. Anneliği çok sevdim. Ege’ye anne olmayı daha çok sevdim. Hep iyi ki doğurdum dedim. Bir gün bile off’lamadım (adaşım blogunda bahsetmiş, ne kadar da doğru demiş!). İnşallah hep böyle devam eder, umarım hiç ‘off’lamam oğluma.


Ege’m, canım oğlum! Bütün ömrün sağlıklı, mutlu, huzurlu, sevgi dolu ve güzelliklerle geçsin inşallah! Amin!

12 yorum:

  1. ege giğim uzuuuun bir ömrün olsun canım nice uzun yaşlaraaaa

    YanıtlaSil
  2. Nice yillariniz olsun saglikla huzurla insallah

    YanıtlaSil
  3. Oğluşunuzla nice mutlu sağlıklı yıllarınız olsun,sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkürler. Hepimizin çocuklarıyla olsun inşallah. Amin :)

      Sil
  4. ege'mmmmmm daha nice yaşların olsun annen de hep yazsın okuyalım! canım benim izmirli oğlum çok mutlu çok eğlenceli çok sağlıklı bir ömrün olsun! "ulan bu adam yaşamayı biliyo be!" diyelim! :)

    adaşım anneliğinin ilk yılı kutlu olsun! :) nee sana doğru koşarak gelip sarılıyo muu????!!! yerim ben sizi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adaşım çoook teşekkür ederim! "Izmir'li oğlum" ne kadar mutlu etti beni çok sağol :)

      Sil
  5. nice güzel sağlıklı keyifli huzurlu yılları doğum günleri olsun.. anneliğinin birinci yılı kutlu olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) Pek güzel dilekler bunlar, insanın pek hoşuna gidiyor, sagol valla :)

      Sil
  6. nice nice güzel yıllarınız olsun inşallah hep beraber :) evlat işte, başka şeye benzemiyor. canımız onlar. hem büyüsünler istiyoruz hem bebeklikten çıkıyorlar diye buruluyoruz hafiften, değil mi? :)
    dubleanne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gulinnn çok teşekkür ederim! Vallahi aynen o dediğin gibi oluyor. Hem 1 aylık halini hiç hatırlamıyorum ne çabuk büyüdü diye üzülüyorum, hem de 2-3 yaşına gelsin de faaliyet yapalım istiyorum. Tek ben değilim dimi böyle? :)

      Sil