Lilypie Fourth Birthday tickers

13 Ekim 2015 Salı

Sadece İnsan

Bir süredir yazamıyorum. Sonbaharla birlikte hayatımıza uğrayan negatif hava, benim yazma performansımı da etkiledi elbette. Önce “hiç-bir-şey-yapmak-istememe” sendromuna yakalandım. Blog yazmak için bile vakit bulamadım. Vakit bulamamak derken, elbette en yoğun insanın bile, hiç değilse haftada bir gün yarım saat vakti olabilir. Ama yazı yazmak salt elleri klavyede dolandırmak değil. Sakin olmalı insan, başka düşüncelerden arınabilmeli ve yazmak istediği konuya yoğunlaşabilmeli. Bunun için enerji bulabilmeli. İşte o yoğunlaşma olmayınca, yazı da olmuyor. Oysa hayat akıyor ve Ege büyüyor.



Enerjim yeni yeni dönmeye başladı şu sıralar. O yüzden daha fazla uzaklaşmadan Ege’nin günlüğünü tutmaya devam etmek istiyorum. Her ne kadar, daha çok olan enerjim, #ankarakatliamı sebebiyle sönmüş olsa da, hayat devam ediyor. Bu ülkede ölmek kolay. Bu ülkede, “ecelinle ölmek” zor. O kadar kötü günler yaşıyoruz ki, en kötü olanı ise daha da kötü günler görecek olmamızı artık bekliyor buna şaşırmıyor olmamız. Ama her ne olursa olsun, bizim çocuklarımız var ve biz çocuklarımız için, bu ülkenin geleceği için, umutlu olmak zorundayız. Umudu hep beslemek, yeşertmek zorundayız.


Keşke hep barış ortamı içinde yaşasan çocuğum… Keşke hep mutlu olsak… Keşke, üzüldüğümüz tek şey, bilmemne liginde futbol kupasını alamamış olmak falan olsa… Keşke sen, ben, o olmasa, siz biz diye ayrışmasak… Keşke saklambaç oynadığın, ya da okulda sıranı paylaştığın, ya da iş yerinde karşı masanda oturan arkadaşlarının etnik kimliğini hiç bilmesen, öğrenme gereği duymasan…. Kimseye nerelisin diye sorulmasa… Aynı, küçükken bana sorulan “Alevi misiniz?” sorusuna yanıt veremeden beklerken, “Alevi ne demek ki acaba?” diye düşünen çocukluğum gibi masum kalabilse tüm çocuklar… “Yukarı kattaki Kürt komşularımızın ikramı…” diye sevgiyle ve hürmetle bahsederken babaannem komşularından, “anne, kürt ne demek?” sorusuna, “kökenleri yavrum, ama takılma sen böyle şeylere, hepimiz komşuyuz ve iyi insanlarız, ne olduğumuzun, doğduğumuz yerin önemi yok” diyebilen annelere sahip olabilse tüm çocuklar…. Onlar daha çocuk… Hepsi. Sadece çocuk. Keşke büyüdüklerinde de “sadece insan” olabilseler….

Keşke, keşke demek zorunda kalmasaydık....



4 yorum:

  1. Nasıl bu hale getirildik? Siyaset oyunlarıyla, koltuk sevdalarıyla nasıl böyle bölündük parçalandık? :( Her etnik kökenin güzelliklerini anmak varken..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne zaman unutmaya ve birlikte güle oynaya yaşamaya başlasak, hop birileri yine devreye giriyor ve herşeyi tepetaklak ediyor. Siyasi oyunların oyuncağı olmaktan bıktım artık. Gitsinler gemicikleriyle falan oynasınlar artık!!!

      Sil