Ege büyüdü, büyüdükçe oyun oynama süremiz arttı, oyunlarımız değişti gelişti. Pek güzel oldu. Daha da güzel olacak, büyüdükçe oyun oynamak daha da zevkli hale gelecek :) İple çekiyorum.
Ege 3 aylıkken Edukids'in "Bebeğimin İlk Oyun Kartları"nı almıştık. Onlara ilgisi hiç azalmadı, hala büyük zevkle oynuyor. Bakıcı ablası işe başladı, bu hafta bol bol oynadılar. Kartlarla o da Ege'ye doldur boşalt oynatmaya çalıştı. Bu oyun benim aklıma gelmemişti doğrusu. Kutusunun kapağını Ege açıyor, kartları boşaltıyor, henüz dolduramıyor ama ablası yardım ediyor ona.
Kitaplarla oynamaya 2 aylıkken başlamıştık. Hala favori oyuncakları kitaplar. Bu sıralarda en çok ilgilendiği kitaplar, her seferinde hiç sıkılmadan oynadığı, hatta üstüne resmen "atladığı" kitaplarımız bu resimdekiler. Bu 2 kitap da suya (tükürük ve kusmuk) dayanıklı. Silinebiliyor. Bu yüzden benim de favorim :)
Küçük kitapta sadece hayvanlar var, onunla Ali Baba'nın Çiftliği oynuyoruz, diğer kitapta ise her sayfasında farklı fotoğraflar var. Hayvanların gerçek görüntüleri var. Yiyecek, giyecekler, bebeklerin el, ayak, yüz ve uzuvları filan var. Hepsine tek tek bakıyoruz. Uzun uzun inceliyoruz. Sayfalarını çevirmeye çalışıyoruz :)
Salyangozumuz yeni oyuncaklarımızdan. Türkçe. Alfabe şarkısı söylüyor, A, B, C ve D harflerini öğretiyor, ayrıca ilgili düğmelerin renklerini söylüyor. Tabii ki Ege için erken, bunları şu anda algılayamaz ama olsun. Ben yine de bazı şeyleri erken erken oynatmak istiyorum. Zevk alıyor çünkü. Bazen müziğini dinlemek yerine tutup bu koca salyangozu ağzına almaya çalışıyor. Kaldırabilirse ne mutlu ona! Kaldıramaz düşürürse tekrar deniyor, tekrar, tekrar... Yine de alıp ağzına götürmeyi başaramamışsa bir süre sonra sinirleniyor. Iııaaaa diye bağırıyor. O zaman biraz alttan destekle ben yardım ediyorum kaldırmasına. Düğmelerine basmayı öğretmeye çalışıyorum parmaklarıyla. Şimdilik öğrenemedi ama ayağıyla basıyor düğmelere :) Bu aylarda seslere, özellikle şarkılara çok duyarlı olduğu için bu oyuncağını çok sevdi. Ayrıca biraz zaman geçince bunu araba gibi sürmeyi de öğrenir sanıyorum. Uzun vadeli bir oyuncak gibi geldi bana. Bakalım, göreceğiz...
Bu renkli halkalar ise el-göz koordinasyonunu kurmasına yardımcı oluyor. İlk geldiğinde halkaları çıkarmayı başaramamış ve dubayı devirerek halkaların çıkmasını sağlamıştı. Şimdi ise devirmesine gerek kalmadan istediği halkayı güzelce tutup yerinden çıkarabiliyor. Yerine tekrar yerleştirmeyi henüz yapamıyor ama o da yakındır. Oral dönemde olduğu için tabii ki bunları da ağzına götürmeye bayılıyor. Özellikle tırtıklı olan halkaları ısırmaya çalışıyor, en çok onları seviyor. Renkleri de hayli dikkat çekici olduğu için bu oyuncağını çok sevdi.
Burada görülenden çok daha fazla sayıda ve çeşitte çıngırağımız var. Oğlum özellikle yüzü olan, hayvanlı oyuncakları daha çok seviyor. İlk oyuncağımız bir zürafa idi, güler yüzlü bir oyuncak. Onu şimdi sadece arabada oynuyoruz. Hem böylece özlemiş olduğu için arabada güzel güzel oynuyor. O ve resimdeki yeşil canavar gibi gülen oyuncakları konuşturduğum zaman kahkahalar atıyor Ege. Bayılıyor resmen! O da onlarla konuşuyor. Gerçek mi sanıyor nedir ;)
Son olarak telefon oyuncağımız var. Baktım Ege hayvanlı oyunları, hayvan sesleri çıkardığımız şarkıları pek seviyor, ona böyle bir şey alayım istemiştim. Bu oyuncağın güzelliği çok fonksiyonlu olması. Yani bir düğmeye basıyorsunuz, telefonun tuşlarından hayvan sesleri çıkıyor, aynı düğmeye bir kez daha basınca her tuştan farklı bir şarkı dinliyorsunuz, bir kez daha basınca da telefon tuşu sesine dönüşüyor her biri. Ege henüz bunun da tuşlarına basmayı öğrenemedi ama ben basınca dikkat kesiliyor çok hoşuna gidiyor. Kendisine bırakırsam, tabii ki ağzına götürmeye çalışıyor. Kolay olsun, hevesini alsın diye ahizesini eline tutuşturmaya çalışıyorum, onu alsın ağzına diye ama onu istemiyor, ısrarla onu atıp telefonun kendisini ağzına almaya çalışıyor. Yine ona ağır geliyor tabii ki, ben yardım ediyorum azıcık. Tuşları hayvan sesi moduna getirdiğimde yine favori şarkılarımızdan biri olan Ali Baba'nın Çiftliği'ni söylüyoruz, tuşlara hızlı hızlı bastığımda bayılıyor Ege, kahkahalar, çıldırmalar!...
Oyuncakların hepsini aynı anda önüne sermiyorum tabii ki. O zaman hem çok kalabalık bir görüntü oluyor, çocuk birbirinden ayırt edemiyor oyuncakları, hem de hiçbiriyle güzelce oynamadan sıkılıyor. O yüzden her gün başka başka oyuncakları ortaya seriyoruz. Sıkıldıkça değiştiriyoruz.
Bunlarla çokça oynayıp sıkıldıkça, gelişimine göre yeni oyuncaklar gördüğümde onları da alacağım. Oğlumla oyun oynamayı çok seviyorum, çok keyif alıyorum. Onun bir gülüşü, dünyalara bedel. Yeni oyunlarımız olduğunda onları da yazacağım.
Oynaya oynaya büyüsün Ege :) Halkalar süper fikir ama bir de plastik olmasaymış.. Ben çok organik takıntılı değilim ama yine de plastik oyuncaklardan uzak duruyorum çünkü içinde ne olduğunu bilemiyorsun, en güvenlisinde bile mesela herşey organik boyalı olmayabiliyor, ufacık bir ayrıntı PVC içeriveriyor, o da güneşte direkt kanserojen :/ Ay aslında çok takılmamak lazım biliyorum, bu zamanda ne kanserojen değil ki ama yine de ne bileyim.. Oyuncakları genelde tahta alıyorum ben şimdilik. Büyüyünce tabii plastikten kaçış olmayacak.. Bir de, ben Maya'nın önüne tüm oyuncakları aynı anda atıyorum bazen çok hoşuna gidiyor, karman çorman ediyor, birbirine vuruyor, çeşitli sesler çıkarmalarına bayılıyor, bak bi dene bence :D
YanıtlaSilYa sorma plastik, kanserojen, paraben, bilmem ne... düşününce çıldırır insan. Tahta oyuncaklara ben de bayılıyorum, alıcam da hatta ama henüz elinin ayarı yok bizimkinin, oyuncakları tutup taak diye kendi kafasına geçiriveriyor, tahtalar ağır, canını acıtır diye tırsıyorum valla :)
Sil