Lilypie Fourth Birthday tickers

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Ege'nin on üçüncü ayı

Ege 13 ayını tamamladı. Tabii tatile gitmeden önce, ama ben yazıyı ancak yazabiliyorum. Bu ay doktor kontrolümüz yoktu. 12 ayını tamamladıktan sonra doktorumuz bir daha kontrole 18.ayda gelmemizi söyledi. Bu yüzden boy-kilo ölçümlerimiz yok. Ben kendim ölçeyim diyordum ama tatil öncesi yoğunluktan unutmuşum.

Ege epeydir yürüme denemeleri yapıyor (ya da yürüyor mu demeliyim bilmiyorum). Normal bir şekilde kendi dengesini sağlayarak yürüyemiyor ama 4-5 metre falan gidebiliyor. Sonra düşüyor. Popo üstü! Ya da dengesini kaybedince hemen ellerini öne doğru uzatıyor ve emekleme pozisyonuna geçiyor. Tabii onun şu an için bildiği en güvenli yol bu. Ama en kolayına giden ve tabii ki en hoşuna giden şey, bizim elimizden tutarak yürümek. Böylece hem istediği yere istediği hızda (yürümüyor yaa koşuyor bu çocuk! o kadar hızlı ilerliyor ki, hızına ben yetişemiyorum, o denli yani!) ve dakikalarca (benim pes ettiğim zamana kadar yani) yürüyebiliyor.
 
Yürüteç almadık. Hem evimiz bir yürüteç için küçük, hem de tehlikeli olduğunu duymuştum/okumuştum bir yerlerden. Ne bileyim, çok da düşünmedim konu üzerinde açıkçası, sadece almadık işte. Biz yoruluyoruz yürüteç yerine, bizi kullanıyor. Ama olsun, onun da bir eğlencesi var. Ne mi? Ege'nin en büyük zevki, her akşam babası ve ben işten geldiğimizde bizimle yakalamaca oynamak. Önce babası ve bakıcısı ile, sonra ben ve bakıcısı ile sonra da ben ve babası ile yakalamaca oynuyor. Bir de babası bu oyuna biraz saklambaç katıyor, o zaman değmeyin Ege'nin keyfine! Onu bulmak için dört dönüyor etrafta.
 
On üçüncü ayın bize getirdiği en büyük yenilik bu yürüme konusuyla ilgili olanlar. Bir de artık (birkaç ufak şey dışında, patlıcan, bakla vs) normal insan yemeği yiyebiliyor olması. Tabii ki yine de hazır gıdalar ve tatlılardan uzak tutuyorum. Muhtemelen bu ay kilosu azalmıştır artmak yerine. O kadar çok koşuyor, o kadar hareketli ki! Yediği şey anında enerjiye dönüşüp uçup gidiyor :)
 
Her zaman derim, insan neye dua ettiğine dikkat etmeli diye. Çünkü gerçek oluyor. Hele de hamileler, çok dikkat etmeli. Ama arada farketmiyoruz demek ki ne dediğimizi. Ben hamileyken, "N'olur oğlum yaramaz bir çocuk olmasın, akıllı uslu olsun. Hareketli olsun tamam, ama n'olur yaramaz olmasın" diye dua etmiştim. Burada odak noktası çocuğun yaramaz olmaması üzerineydi ama ne karıştırıyorsun hareketliliği falan dimi? Otursana poponun üstünde be kadın! Neymiş, hareketli olsunmuş tamammış ona razı olunurmuş, yeter ki yaramaz olmasınmış! Yaramaz olmasın de bırak, ne karıştırıyorsun? Al sana hareketli çocuk! :)

5 yorum:

  1. yok yok bosver hareketli olsun tamam canına okuyorlar insanın ama kenar süsü gibi cocukda olmasın yaa :) imza:kaşınan anne :)))) sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa aslında seçenek olsa oturan ama yaramazlık yapan mızmız bir çocuk mu hareketli bir çocuk mu diye, tabii ki hareketli çocuğu tercih ederim. Sonra soruyorlar "aaa doğum öncesi kilona dönmüşsün ne güzel, nasıl oldu" diye. Nasıl dönmeyim ayol? Koşmaktan yiyemiyorum yediğimi de o saniye eritiyorum mecburen :) neyse sağlıklı olsunlar da, çok şükür bu halimize. Sevgiler benden! :)

      Sil
  2. Hahahha ne güldüm ya :) Al sana hareketli çocuk :) Ege'nin sağ yandaki fotoğrafı da dikkatli gözlerden kaçmadı, pek tatlı çıkmış...
    Uyusunlar da harekete razıyım ben :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak ama ne dedim ben Esra? Ne dua ettiğine dikkat et demedim mi? Ne karıştırıyorsun uykuyla hareketi? Elif de öyle olcak, sonra görcen nasıl 1 dk oturulamıyo... :)))

      Sil
  3. Geçmişler olsun! Bakalım bizimki neler yapacak? Allah size de kolaylık versin, öperim Doruk'u :)

    YanıtlaSil